Breaking News

Baba-oğul çetelere karşı mevzide

Türk devletinin baskıları sonucu sürgün olan Maxmurlu bir baba-oğul Ferhan ile Ömer. Baba Ömer Tok Maxmur’da, oğlu Ferhan ise Kerkük’te IŞİD çetelerine karşı mevzideler. Ferhan’ın doktor kardeşi de cephede sağlık hizmeti veriyor.
Ferhan Tok, 1991 yılında Şırnak’ın Mijini köyünde dünyaya gelir. Ailesi Türk devletinin koruculuk dayatmasını kabul etmediği için 1994 yılında köylerini terk ederek Güney Kürdistan’a geçmek zorunda kalır. Ailenin köyden çıkmasından kısa bir süre sonra köy Türk ordu güçleri tarafından yakılır.
Ferhan, daha dört yaşında başladığı sürgün yıllarının ilk anlarını hayal meyal hatırlıyor. Sürgün olarak ilk geldikleri Haftanin’in Sineh köyündeki gerillaların kendilerini karşılamalarını hiç unutamamış. Özellikle de gerillaların tenekede pişirdiği mercimek çorbası o anların en önemli bir anısı olarak hafızasındaki tazeliğini hep korumuş.  
SİYASAL BİLİMLER MEZUNU BİR İNŞAAT İŞÇİSİ
Sırasıyla Şeraniş, Bersive, Etruş, Ninova, Neh Dare ve son olarak da Maxmur kamplarında kalmışlar. Ömrünün çocukluk ve gençlik yıllarının çoğunu Maxmur kampında ve okuyarak geçirmiş. Hewler Selahattin Üniversitesi Siyasal Bilimler bölümünü iki yıl önce bitirmiş. Okulu bitirdikten sonra iş bulamayan Ferhan, iki yıldır inşaatlarda çalıştığını belirtiyor.
MAXMUR DİRENİŞİNDE YER ALIR
Ferhan yaklaşık 20 gün önce sürgün yıllarının en uzun dönemini geçirdiği Maxmur’a IŞİD saldırıları olduğunda kamplarını savunanlardan biri. 
6-9 Ağustos tarihleri arasındaki çatışma sürecinde aktif olarak Maxmur’un direnişinde yer almış. Karaçoğ dağı ve çevresine mevzilenen savunma güçleri içinde yer almış. Gazeteci Deniz Fırat’ın çete saldırısında yaşamını yitirdiği zaman da birkaç mevzi yakınındaymış. Havan saldırıları sırasında bir arkadaşı da hafif bir şekilde Ferhan’ın bulunduğu mevzide yaralanmış.
Maxmur direniş sürecini “büyük bir direnişti. Maxmur’un düşmesi Hewler’in, hatta güney Kürdistan’ın gitmesiydi. Biz orada savaşırken Maxmur için değil, tüm Kürdistan için savaştığımızı çok iyi biliyorduk” diyor.
GENÇ MİLİSLER KERKÜK’ÜN YOLUNU TUTTU
Bir operasyon ile çetelerin Maxmur kasabası ve kampından çıkarılmasının ardından elindeki silahı bırakmayan Ferhan, kendi isteği ile genç milislerin sorumlusu olarak Kerkük direniş birlikleri içinde yer almış. Ferhan, “çünkü Kürdistan üzerindeki tehlike halen devam ediyordu ve gidip normal biri gibi yaşayamazdım” diyor.  
BABA MAXMUR’DA OĞUL KERKÜK’TE MEVZİDE
Ferhan’ın babası Ömer de aynı zamanda Maxmur direniş birlikleri içinde yer almış. Baba-oğul şimdi çete saldırılarına karşı Maxmur-Kerkük Direniş Birlikleri içinde yer alıyorlar. Babası ile birlikte direnişte yer almanın kendisi için çok güzel olduğunu, babasından güç aldığını ifade eden Ferhan, babasının yaşına aldırış etmeden çetelere karşı savaşmasından sonra kendisinin de mutlaka bu savaşta yer alması gerektiği için Kerkük’e geldiğini söylüyor.   
DOKTOR KARDEŞİ DE CEPHEDE SAĞLIK HİZMETİ VERİYOR
Ferhan’ın iki kız kardeşi ve üç erkek kardeşi de anneleri ile birlikte Haciawa’da diğer Maxmurlularla birlikte. Doktor olan kardeşi ise hem Maxmurlu ailelerin sağlık sorunlarıyla ilgileniyor hem de Maxmur kampına giderek oradaki direniş birliklerinin sağlık ihtiyaçlarını karşılıyor.  
Maxmur kampının kendisi için anlamını anlatan Ferhan, “Maxmur kampında mecburen kaldık. Eğer çözüm gelişirse kendi köyümüze geri gideriz. Ama bu da Kürt sorununun çözümü ile alakalıdır. Çünkü çok bedel ödendi ve o bedellerin sonucu anlamlı olmalı, boşa gitmemeli. Tabii geri dönüş olsa bile Maxmur’un ayrı bir yeri olacak. Orada şehit verdik, orada anılarımız var ve onun için Maxmur her zaman da olacak.”
ULUSAL BİR GÖREV
Kerkük direnişine katılımını da ulusal bir görev olarak gördüğünü ifade eden Ferhan, Maxmur gençliği olarak dört parça Kürdistan için her zaman mücadele edeceklerini belirtiyor. Kürdistan’ın sınırlarla parçalanmasının sömürgecilerin politikası olduğunu ve Kürdistan’ı her zaman tek parça olarak düşündüklerine dikkat çeken Ferhan, Kürt halkı üzerinde zulüm politikası yürütüldüğünü ifade ediyor. 
Kürtlerin yaşadıkları bu duruma karşı Ferhan, “eğer başkalarının egemenliği altında yaşıyorsan normal yaşayamazsın. Biz de bunca yıldır verilen bedele sahip çıkıyoruz. Boşa gitmesine izin vermiyoruz. İnsan sadece ailesini de düşünebilir ama halkı da partiyi de düşünmek zorundayız” diyor.
Güney’de kendileri için bir çok şeyin değiştiğine dikkat çeken Ferhan şunları ifade ediyor: “Birkaç ay öncesine kadar peşmerge asayişlerinden geçtiğimizde ne zaman bizi yakalayacaklar korkusu yaşıyorduk. Elimizde sadece mülteci kimliği vardı. Ama Maxmur direnişi sonrası şimdi tüm asayişlerdeki peşmergeler bize saygı gösteriyor. Birçok yerde de elimizde silahımızla geçiyoruz. Bizi silahlı gördükçe daha da moral alıyorlar. Tabii bunların hepsi de PKK sayesinde oldu.
Bugün aynı mevzilerde savaşıyoruz ama önemli olan gelecek için birlikte çalışmak ve Kürtlerin özgürlüğünü sağlamak. Türkler, Araplar ve Farslarla işbirliği yapanlar esas gücün Kürtlerin kendi ittifakından geçtiğini gördüler. Bizim için de esas olan ulusal ittifakın gelişmesidir. Umut ediyoruz ki ulusal kongre geçekleşir ve bir ortaklaşma sağlanır.”
Rojava Kürdistan’ında yediden yetmişe herkesin savaştığını, yine Güney Kürdistan’da da büyük bir direnişin geliştiğine dikkat çeken Ferhan, Kürt gençlerinin bu devrim sürecine sahip çıkmaları gerektiğini ifade ederek şunları belirtiyor: “Devrim sürecinden geçiyoruz. Bu süreçte tüm Kürt gençleri rolünü oynamalı. Gün diline, toprağına, onuruna, ulusal birliğe ve özgürlüğüne sahip çıkma günüdür. Kürt gençleri bu temelde özgürlük mücadelesine katılmalılar.”

No comments