Breaking News

Kobani'de 15 haftayı aşan ölüm kalım savaşı

Suriye'nin Türkiye sınırındaki Kürt kenti Kobanê'de IŞİD kuşatması Ağustosta, saldırısı ise 17 Eylül'de başladı. Ve bu küçük kent bir anda tüm dünyanın ilgi odağı haline geldi.
RADİKAL / ÖZEL HABER

Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesi Rojava’da ağustos ayından itibaren IŞİD kuşatması altında olan ve 17 Eylül’de IŞİD militanlarının tam taarruza geçmesiyle bir ölüm kalım savaşına tutuşan Kobani’deki gelişmeler, bu küçük kentin sınırlarını fersah fersah aşarak neredeyse tüm dünyanın gündemine girdi. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin hemen karşısında yer alan kasabada, IŞİD’in zırhlı araçlar ve ağır silahlarla sürdürdüğü kuşatma ve saldırılarına karşı mütevazı olanaklarla başlayan bir direniş sürüyor. Kobani’nin içindeki bu savaş, geçtiğimiz hafta 100 gününü de geride bıraktı.

Ekim ayında Türkiye ’de de siyasi gerilimi ve sokaklardaki tansiyonu görülmemiş düzeyde yükselten ve 2015 yılına da sarkan bu özgün savaşın kritik duraklarını hatırlatıyoruz. 
1. ÜÇ GÜNDE BİR ASIRLIK MESAFE: BELİRSİZLİK, ŞOK VE ÖZERKLİK! 

MART 2011: Suriye Kürtleri, ülkede iç savaşın başladığı 2011 yılında, henüz temel vatandaşlık haklarının birçoğundan yoksun; başkaldırmayı denedikleri ve sonuncusunu 2003 yılında kanlı bir bedel ödeyerek kaybettikleri isyanlardan yorgun; Irak ve Türkiye'deki soydaşlarının yarattığı politik hareketlilik ve kazanımlar karşısında son derece 'durgun' bir görünümdeydi. 2011 yılının Mart ayında, ülkenin bazı kentlerinde kitle gösterileriyle başlayan ama kısa sürede ve çarpıcı bir şekilde kanlı bir yangına dönüşen iç savaşa da hazırlıklı değillerdi. Dört parçaya bölünmüş olarak tahayyül edilen Kürt coğrafyasının, güneşin (roj) battığı yönde, 'batı'da kalan parçası (Rojava) bir anda, adeta 'iki ateş arasında' kaldı. 2012 yılının ortalarına gelindiğinde; Suriye sınırlarını kevgire çevirmiş ve özellikle dış destekle palazlanmış radikaller ve ordu firarilerinden mürekkep 'Özgür Suriye Ordusu' isyancıları ile kent merkezlerini tahkim ederek nüfus-yoğun bölgeleri savunma stratejisi uygulayan Suriye Ordusunun kesin sonuca ulaşmaktan uzak çatışmaları, ülkenin kuzeyinde bir otorite boşluğu yaratmıştı. Bu durum, bölgedeki tüm grupların hatta tek tek köylerin silahlanarak bir öz-savunma geliştirmesi zorunluluğunu doğurdu. Rojava olarak anılan ve Türkiye-Suriye sınırı boyunca uzanan yatay hat boyunca sıralanan, Kürt nüfusu yoğunluklu Derik, Tirbespiye, Kamışlı, Amude, Serekaniye, Kobani ve Afrin kentlerinde de yerel halk, Halk Savunma Güçleri (YPG) adıyla örgütlenmeye ve silahlanmaya başladı.

18 TEMMUZ 2012: Temmuz ayının 18'inde, Suriye'deki durumu tümden değiştirecek bir 'şok' saldırı gerçekleşti. Şam'daki Ulusal Güvenlik Binasına düzenlenen bombalı saldırıda, Savunma Bakanı Davut Raciha, Bakan Yardımcısı Asıf Şevket, Cumhurbaşkanı Esad’ın Ulusal Güvenlik Danışmanlarından Hasan Turkmani ve Ulusal Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Hişam Bahtiyar hayatlarını kaybetti. Aynı anda ülkenin ekonomik başkenti kabul edilen Halep'te binlerce militanın katıldığı bir 'askeri harekat' patlak verdi. Eşgüdümlü bu iki saldırının bölge ülkelerinin ve küresel güçlerin istihbarat ve lojistik desteğiyle gerçekleştirildiğini düşünen Suriye yönetimi, bir daha hiç olmayacağı kadar güç durumdaydı ve merkezi kentlerin kontrolünü kaybetmemek için güçlerini özellikle kuzeydeki kentlerden çekmeye başladı.
19 TEMMUZ: Suriye ordusunun ani çekilişinin ardından Türkiye sınırındaki pek çok gümrük kapısı ÖSO ya da radikal dinci grupların eline geçerken, Rojava'nın belli başlı kentleri de PYD/YPG kontrolüne girmeye başladı. 19 Temmuz günü Suriye Kürtleri Kobani'ye siyasal ve askeri olarak hakim oldu. 
2. ÖZGÜRLÜĞÜN KIYISINDAN ÖLÜMCÜL KUŞATMAYA 

27 OCAK 2014: 2012 yazından itibaren PYD'nin siyasi kontrolünde ve görece stabil durumda bulunan Rojava kentlerinde yaklaşık 1,5 yıl sonra özerk kantonlar ilan edildi. 21 Ocak’ta en doğudaki Cezîre, 27 Ocak'ta ortadaki Kobani ve 29 Ocak'ta en batıdaki Afrin'de özerk kantonlar ilan edildi.

10 HAZİRAN: Suriye'deki başta ÖSO olmak üzere diğer grupların zayıflayarak erimesi, sahanın en vahşi örgütü olan Irak Şam İslam Devleti'ni, dağılan gruplardaki militanlar için çekim merkezi haline getirmişti. Hızla güçlenen örgüt, Irak içindeki tarihsel etkisini de kullanarak ülkenin en büyük kenti Musul'u ele geçirdi. Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesine komşu hale gelen IŞİD'in bir sonraki hedefinin hem burada hem de Suriye'deki Kürt bölgeleri olacağı artık aşikardı.

2 AĞUSTOS: IŞİD, Irak-Suriye sınırındaki, Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal kentini ele geçirdi. Binlerce Ezidi IŞİD tarafından esir alınırken on binlercesi de Sincar Dağı'na kaçarak canını zor kurtardı. IŞİD'in kapsamlı saldırıları ile Şengal ve hatta Kerkük'te yaşanan acil durum karşısında Suriye'dekiler de dahil tüm silahlı Kürt güçleri bu sorunun çözümü için seferber oldu. Kobani'yi koruyan silahlı güçlerin bir bölümü de Ezidilerin tahliyesi ve Mahmur, Kerkük gibi bölgelerin savunulması için bölgeye intikal etmeye başladı.

15 EYLÜL: Suriye Kürtlerinin kısmen geri çekilmek zorunda kalmasının ardından IŞİD, binlerce militan ve ağır silahlarla Kobani'yi kuşatmaya başlamıştı. 15 Eylül itibarıyla bu kuşatma büyük oranda tamamlandı. Artık eller tetikteydi ve 'nihai savaş'ın başlaması bekleniyordu. 
3. NİHAİ SAVAŞ BAŞLIYOR 

17 EYLÜL: IŞİD, Kobani çevresinde genel taarruza geçti. Özellikle Irak ordusundan ele geçirdiği zırhlı araçlar ve ağır silahları kullanan IŞİD karşısında donanım ve sayıca yetersiz olan YPG güçleri, kontrollü olarak kent merkezine doğru çekilmeye başladı. IŞİD, ekim ayına gelindiğinde kentin çevresindeki 350 kadar köyün tamamını ele geçirmiş olacaktı.

19 EYLÜL: Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, uluslar arası topluma Suriye’nin IŞİD kuşatması altındaki Kobani kentini koruma çağrısında bulundu.

20 EYLÜL: IŞİD saldırılarından kaçan çoğu kadın ve çocuk Kobanililer AFAD tarafından kurulan çadırlara ve Yatılı Bölge Okullarına yerleştirilmeye başlandı.

22 EYLÜL: IŞİD militanlarına Kilis-Ceylanpınar hattında çalışan bir trenle sevkiyat yapıldığı iddiası iç gerilimi tırmandırdı. Kentte IŞİD lehine gelişen tablo da gerilimi artırıyordu.

26 EYLÜL: IŞİD'in özellikle kentin batı ve doğu cephesinde ilerleyişini hızlandırmasının ardından sınırın Türkiye tarafında 'nöbet çadırları'nda kalan binlerce kişi sınırı aşarak Kobani'ye geçti.

28 EYLÜL: Irak'ta IŞİD'e karşı hava operasyonları gerçekleştiren ABD, Kobani'nin destek gelmeden düşeceğinin anlaşılması üzerine IŞİD'e karşı Suriye'de de hava saldırılarına başladı. 28 Eylül'den itibaren Kobani'deki IŞİD hedefleri ABD tarafından havadan vurulmaya başlandı. ABD saldırıları sayesinde IŞİD'in Kobani'deki ilerleyişi durduruldu. 
4. YANGIN TÜRKİYE'YE SIÇRIYOR

6 EKİM: IŞİD ve YPG güçleri arasındaki savaş, artık sınırın Türkiye tarafındaki Suruç'tan çıplak gözle izlenebilir hale gelmişti. Kente hakim ve stratejik öneme sahip Mistanur tepesi IŞİD militanlarının eline geçti. İntihar bombacıları ve tank destekli saldırılarıyla IŞİD kentin dış mahallelerine sızmaya başladı.

7 EKİM: 10 Ağustos’ta halkoyuyla seçildikten sonra ilk yurtiçi ziyaretini Gaziantep'e yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslahiye Çadırkent Konaklama Tesisleri’nde Suriyeli sığınmacılara seslendi. Irak ve Suriye’de hava operasyonları yapan batılı devletler öncülüğündeki koalisyonu eleştiren ve izlenen yolun yanlış olduğunu vurgulayarak, "Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Şu anda Kobani de düştü, düşüyor. Üç şey istedik. Bir, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım. İki, o bölgeye paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım. Ve eğit donat anlayışıyla Suriye'de ve Irak'ta orada ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem donatılması lazım" dedi.

7-8 EKİM: Kobani savaşı Türkiye gündemine zaten çoktandır oturmuştu. Ama bu tarihler itibariyle iç siyaseti de belirleyen bir enstrüman haline geldi. Kobani'de kent merkezine sızmaya başlayan IŞİD'e karşı Türkiye kamuoyunu harekete geçirmeyi hedefleyen Kürt siyasi temsilcilerinin çağrısıyla başlayan eylemler, önce güvenlik güçleri, ardından İslamcı Hüda-Par yanlılarıyla çatışmalara dönüştü. Ülke geneline yayılan olaylarda resmi rakamlara göre 48 kişi hayatını kaybetti. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok noktasında da Kürtler protesto için sokaklara döküldü.

15 EKİM: Kobani’nin dış mahallelerinde hızla ilerleyerek kent merkezine kadar ulaşan IŞİD’in mevzilerine koalisyon güçleri çok sert hava saldırıları düzenledi. IŞİD’in ilerleyişi en kritik noktaya geldiği anda duraklatılmış oldu.

19 EKİM: ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sabaha karşı 01.30’da bir telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan’ın, peşmerge için koridor açılacağını söylediği ancak Obama’nın da koridorun gecikme ihtimali nedeniyle PYD’ye havadan silah ve mühimmat atacaklarını belirttiği öğrenildi. Aynı gece ABD Hava Kuvvetleri YPG güçlerine hava kargo uçaklarıyla silah indirdi.

20 EKİM: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tunus Dışişleri Bakanı ile düzenlediği ortak basın toplantısında ilk kez Kobani’ye yardım koridorunun açıldığını söyledi. Çavuşoğlu, “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de ‘Kobani’ye yardım için Türkiye ve ABD ile iş birliği içindeyiz’ açıklaması yapmıştır. Peşmerge güçlerinin destek için Kobani’ye geçmeleri için yardımcı oluyoruz” dedi.

28 EKİM: IŞİD, Kobani'nin Suriye tarafındaki sınır kapısını ele geçirmek için peş peşe intihar saldırıları düzenledi. Bu saldırılar YPG tarafından püskürtüldü.

31 EKİM: Kobani’de savaşan YPG güçlerine destek vermek için Irak’taki Federal Kürdistan bölgesinden gelen peşmergeler Suruç’tan sınırın Suriye tarafına geçti. 
8 KASIM: Anadolu Ajansı muhabirleri, Kobani'ye girerek, savaşla geçen 2 ayın ardından enkaz yığınına dönüşmeye başlayan kenti görüntüledi. Fotoğraflarda ağır silahların kullanıldığı çatışmalardan geriye yıkılan binalar, harabeye dönen mahalleler, çöken altyapı ve hurdaya dönen araçların kaldığı görüldü.

11 KASIM: IŞİD'in Kobani’de attığı 4 havan mermisinden biri Türkiye sınırı yakınında bekleyen sivillerin arasına düştü; 2 kişi öldü 6 kişi yaralandı.

13 KASIM: YPG güçleri stratejik öneme sahip Miştenur tepesini geri aldı. IŞİD’in 17 Eylül’de başlayan taarruzundan beri ilk kez durum tamamen tersine dönmüş oldu. Kürt güçleri, IŞİD’in Rakka ve Tel Abyad’dan sevkiyat yaptığı yolu da ele geçirdi.

15 KASIM: Kobani Kantonu Dış İlişkiler Sorumlularından İdris Nashan, YPG ve peşmergeden oluşan Kürt güçlerinin, kentin doğusundaki stratejik Miştenur Tepesi’nin çok büyük bir kısmını ele geçirdiğini ve tepenin tamamını ele geçirmeye çok yakın olduklarını açıkladı.

17 KASIM: IŞİD, birçoğunu ağustos ayından beri elinde tuttuğu köyleri de kaybetmeye başladı. Kürt güçleri Aşme köyünü geri aldı.

29 KASIM: Kent içindeki savaşta gerileyen IŞİD intihar saldırılarına ağırlık vermeye başladı. Türkiye tarafından geldiği öne sürülen bomba yüklü bir araç Mürşitpınar Sınır Kapısı'nı geçtikten sonra infilak etti. Sınır kapısı ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşandı. Kobani yetkilileri IŞİD’in Türkiye sınırından saldırdığını öne sürdü. Öğle saatlerinde Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Suruç Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada bu iddia reddedildi.

1 ARALIK: Kobani Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslim, IŞİD'in kente saldırılarını çevre illerden getirdiği destekle sürdürdüğünü söyledi: "Rakka, Minbic, Cerablus ve Telabyad'tan ağır silah ve insan takviyesi yaparak saldırıyorlar."

6-12 ARALIK: İtalya’nın en çok satan gazetelerinden La Repubblica’nın muhabiri Ivan Compasso, 6-12 Aralık tarihleri arasında Kobani’de Kürt savaşçılarla ve sivillerle görüşerek şunları yazdı: “IŞİD ilerleyişine karşı direnişin sembolü haline gelen kentte 7 bin sivil kalmış, bunların 1000’i çocuk. Gittikçe azalan gıda malzemesi ve yerle bir olmuş hastaneler arasında kent halkı normal bir şekilde yaşamını sürdürmeye çalışıyor ve radikal IŞİD’lileri geri püskürtebileceklerine inanıyor. Çatışmalarda gittikçe daha fazla baş rol oynayan kadınların cesareti sayesinde… 16 Eylül’den bu yana kentte para yok, işe yaramıyor. Artık kimse bir şey satın almıyor, dağıtım yapılıyor. Kürtlerin savaşa ve yıkıma karşılık cevabı, örgütlenme ve işbirliği. Kentte ekmek ve su dağıtımı, jeneratörler aracılığıyla elektrik sağlanması ve hatta çöplerin toplanması garanti altına alınmış durumda. Bu sayede çatışma yaşanmayan kesimlerde hayat normal görünüyor. Geriye kalan her şey, herkesin kullanımına açık halde.” 
11 ARALIK: Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün açıkladığı verilere göre, Kobani’de çatışmaların başlamasından bu yana Türkiye’ye sığınanların sayısının 192 bin 417 olduğunu açıkladı. Aynı açıklamaya göre, çatışmalarda yaralanan 1146 kişi Türkiye’de tedavi edildi.

17 ARALIK: Yerel kaynaklar IŞİD’in tamamen savunma pozisyonunda bulunduğunu duyurmaya başladılar. YPG milisleri adına yapılan açıklamada ise “IŞİD çetesi savunma pozisyonuna geçmek zorunda kaldı. Topçu saldırılarıyla sonuç almaya çalışıyor” denildi.

20 ARALIK: Financial Times gazetesi, IŞİD'in, Rakka'dan kaçmaya çalışan 100 yabancı savaşçısını infaz ettiğini yazdı. Örgüt içinde memnuniyetsizliğin giderek arttığını yazan gazete, Rakka'daki bir kaynağına dayandırarak verdiği haberde, "çoğu savaşçının 'stratejik öneme sahip olmadığı' gerekçesiyle Kobani'ye gönderilmek istemediği" iddiasını aktardı.

26 ARALIK: Kobani Kantonu Savunma Bakanı İsmet Şeyh Hesen, BBC'ye, kentteki belediye binasını IŞİD militanlarının elinden kurtardıklarını açıkladı. Kent merkezine yakın bir noktadaki belediye binası ekim ayından beri IŞİD işgali altındaydı.

27 ARALIK: Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi örgütünün başkanı Rami Abdurrahman, IŞİD’in geri çekilmeye başladığını, Kürtlerin kentin yüzde 60’ını kontrol altına aldığını ve IŞİD’in Kürt güçlerinin 'mayınlı olabileceği' endişesiyle henüz giremediği bölgeleri bile terk ettiğini söyledi.

28 ARALIK: ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, IŞİD’e 12 hava operasyonu düzenledi. Ortak Görev Gücü'nden yapılan açıklamada, Suriye'deki saldırıların Kobani kentinde yoğunlaştığı belirtildi.

30 ARALIK: Kobani'de YPG ve peşmergeden oluşan Kürt güçleri ile IŞİD arasındaki çatışmalar, kentin özellikle doğu bölgesi başta olmak üzere birçok noktada devam ediyor.

No comments