Sibel Bulut’un gözünden Kobanê devrimi
Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı verilen direnişte 12 Aralık’ta yaşamını yitiren MLKP üyesi Sibel Bulut (Eylem Deniz), direnişe katılım sürecini ve Kobanê direnişini 26 Ekim’de DİHA’ya verdiği röportajda anlatarak, “Nerede ezilen varsa orada olma gerekiyor. Var olan bir irade ve direniş var ve bu direnişi selamlamak, desteklemek ve bu iradeye katılmak gerekiyor. Biz de bunun için Rojava’dayız. Devrimcilerin buraya gelmesi gerekiyor. Eğer hâlâ devrim olduğuna inanmıyorlarsa gelip görsünler” ifadelerini kullanmıştı.
Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı verilen direnişte 12 Aralık’ta yaşamını yitiren YPJ saflarında savaşan Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi Sibel Bulut (Eylem Deniz), direnişe katılım sürecini ve Kobanê direnişini 26 Ekim’de gazeteciler Ersin Çaksu ve Abdurrahman Gök’e verdiği röportajda DİHA’ya anlatmıştı. Komünistlerin dünyanın neresinde olursa olsun ezilenlerin yanında olmak gibi bir görevlerinin olduğunu ifade eden Bulut, “Birbirimizle bir kader bağımız var” diyerek tanımladığı Kobanê direnişine ilişkin şunları söylemişti: “Dünyanın neresinde olursa olsun işçi ve emekçilerin yanındayız. MLKP olarak bu yönde 20 yıllık bir mücadelemiz de var. Bizim esas aldığımız parola budur. Tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin yanında yer almak. Rojava’nın bizim için önemi de budur. Aynı zamanda Rojava’ya yönelik ciddi bir saldırı var. Emperyalistlerin besleyip büyüttüğü çeteler, şu anda Rojava’da. Özelllikle de Kobanê’ye yönelik ciddi saldırılar söz konusu. Burada Kobanê’yi savunmak hem Rojava’yı savunmak hem de özgür geleceği savunmaktır. Yani Kobanê eşittir Kürt halkı da değil. Kobanê sadece Kobanêlileri de ilgilendirmiyor. Tüm Ortadoğu’nun kaderini belirleyecek direnişlerden bir tanesidir. Kobanê’de olmak gerçekten olmazsa olmazdı. Eğer gerçekten komünistsek, devrimciysek bizim burada olmamız gerekiyor. Aslında bunun dışında vicdanı olan herkesin burada olması gerekir.”
‘Kadınlar müthiş bir irade sergiliyorlar’
Rojava Devrimi’nin kadın devrimi olduğunu dile getiren Bulut, “Ben bu devrimi hem kadın devrimi olarak hem de kendi şahsi devrimim olarak görüyorum. Ciddi katkıları da oldu” diyerek anlattığı Rojava Devrimi’ne ilişkin, “Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar ön plana çıktı. Kadınlar sokağa çıktı ve eline silah alarak savaşmaya başladı. Bir bu yanı var bir de bu savaşı kadınlar sürüklüyor. En ön mevzilerdeler, şehit düşüyorlar, komutanlık yapıyorlar ve müthiş bir irade sergiliyorlar. Keza şehit Arîn’in fedai eylemini biliyoruz. Bizim için semboldür ve örnek alınması gereken bir pratikti” ifadelerini kullanmıştı.
Rojava Devrimi’nin kadın devrimi olduğunu dile getiren Bulut, “Ben bu devrimi hem kadın devrimi olarak hem de kendi şahsi devrimim olarak görüyorum. Ciddi katkıları da oldu” diyerek anlattığı Rojava Devrimi’ne ilişkin, “Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar ön plana çıktı. Kadınlar sokağa çıktı ve eline silah alarak savaşmaya başladı. Bir bu yanı var bir de bu savaşı kadınlar sürüklüyor. En ön mevzilerdeler, şehit düşüyorlar, komutanlık yapıyorlar ve müthiş bir irade sergiliyorlar. Keza şehit Arîn’in fedai eylemini biliyoruz. Bizim için semboldür ve örnek alınması gereken bir pratikti” ifadelerini kullanmıştı.
‘Hâlâ devrim olduğuna inanmıyorlarsa gelip görsünler’
Türkiye sol hareketinde şovenizmin etkisinde olan bazı grupların eskiden de olduğunu ve şimdi de var olmaya devam ettiğini söyleyen Bulut, şöyle devam etmişti: “Bu devrime, devrim demek için daha ne bekliyorsunuz? Bir devrimde olması gereken iki husus vardır. Ezen ve ezilen. Türkiye devrimci hareketinin şovenizmin etkisinde kalma gibi bir problemi var. Şovenizmin etkisi yoğundur. Devrimci kişilik için şu bir paroladır. Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Nerede ezilen varsa da orada olmak gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda Kobanê ve Rojava öyle bir durumda. Bu tartışmaları artık bir tarafa bırakmak gerekir. Çünkü bunların zamanı geçti artık. Varolan bir irade ve direniş var ve bu direnişi selamlamak, desteklemek ve bu iradeye katılmak gerekiyor. Biz de bunun için Rojava’dayız. Devrimcilerin buraya gelmesi gerekiyor. Gelemiyorlarsa da destek vermeleri gerekiyor. Ama asıl olan gelip katılmaktır. Eğer hâlâ devrim olduğuna inanmıyorlarsa gelip görsünler.”
DİHA
Türkiye sol hareketinde şovenizmin etkisinde olan bazı grupların eskiden de olduğunu ve şimdi de var olmaya devam ettiğini söyleyen Bulut, şöyle devam etmişti: “Bu devrime, devrim demek için daha ne bekliyorsunuz? Bir devrimde olması gereken iki husus vardır. Ezen ve ezilen. Türkiye devrimci hareketinin şovenizmin etkisinde kalma gibi bir problemi var. Şovenizmin etkisi yoğundur. Devrimci kişilik için şu bir paroladır. Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Nerede ezilen varsa da orada olmak gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda Kobanê ve Rojava öyle bir durumda. Bu tartışmaları artık bir tarafa bırakmak gerekir. Çünkü bunların zamanı geçti artık. Varolan bir irade ve direniş var ve bu direnişi selamlamak, desteklemek ve bu iradeye katılmak gerekiyor. Biz de bunun için Rojava’dayız. Devrimcilerin buraya gelmesi gerekiyor. Gelemiyorlarsa da destek vermeleri gerekiyor. Ama asıl olan gelip katılmaktır. Eğer hâlâ devrim olduğuna inanmıyorlarsa gelip görsünler.”
DİHA
No comments