Breaking News

Panik ve İntihar - ANALİZ

SİNAN CUDİ

DAIŞ çetelerinin 27 Şubat gece yarısı başlattığı saldırılar üçüncü gününe girdi. Bu süre içinde başta Girê Spî ve Silûk kasabaları olmak üzere birçok farklı alanda şiddetli çatışmalar yaşandı. Bazı noktalarda çembere alınan çetelerle zaman zaman alevlenen çatışmalar yaşanıyor. Buna karşın ilk aşaması başarılı olmayan saldırılara destek amacıyla Rakka’dan çok sayıda çete ve silah takviyesi yapan DAIŞ büyük kayıplar vermeye devam ediyor.

Bu yoğun geçen 3 günü ve arkasını irdelemekte fayda var.

DAIŞ’ın bu saldırıları nasıl gelişti? Saldırıların sebebi neydi? Neden böylesi bir zamana denk getirildi? Saldırılarda Türk Devleti’nin payı ne idi? Üçüncü günde çatışmaların ulaştığı boyut nedir?

Bilindiği üzere ‘Xezeba Xabur’ hamlesinin yani Şedadê’nin alınmasının stratejik yönü üzerine geniş çevrelerden değişik yorum ve değerlendirmeler yapılmıştı. Bu değerlendirmelerin ana ekseni ise adeta bir kilit taşı rolü oynayan Şedad’ın alınmasıyla Musul-Rakka ve Hesekê-Dera Zor hatlarının da birleştirilebilme olasılığının arttığı yönündeydi. Yani Musul ve Rakka’nın alınması önündeki en ciddi engellerden biri ortadan kaldırılmıştı.

Her ne kadar açıkça dillendirilmese de QSD’nin bir sonraki hamlesinin Rakka olacağı açık. Hatta Şedadê’nin alınmasının Rakka operasyonunun bir parçası olduğu, iki aşamalı hamlenin ilkinin başarıyla tamamlandığı yönlü yorumlar da yapılıyor.

DAIŞ’ın de bu gerçeği gördüğünü söylemek mümkün. Rojava Kürdistan’ındaki tüm stratejik üs bölgelerini son bir yıl içinde tek tek kaybeden DAIŞ’ımn beynine (Rakka) yönelecek bir saldırının örgütü tümüyle çökerteceği açık. Bu anlamıyla Rakka’nın savunusu için tüm gücünü ortaya koyması da beklenir bir durum.

DAIŞ’in 27 Şubat akşamı başlayan saldırıları da bunun en açık göstergesi. Kapsam, kullanılan güç ve hedef alınan alanlar göz önüne getirildiğinde bu saldırılar, Kobanê’ye yönelik 15 Eylül 2014’te başlatılan saldırılardan sonra bölgeye yönelen en geniş saldırılar.

Peki saldırıların hedefi neydi ve geçen 2 gün içinde neler yaşandı?

DAIŞ çetelerinin 27 Şubat gecesi başlattığı saldırılar 400 kişilik bir güçle başladı. Çeteler, ilk gece geniş bir alanda yer alan 30 ayrı noktaya eş zamanlı bir saldırı başlatmış olsa da saldırıların odaklandığı 3 ana nokta vardı. Girê Spî, Silûk ve Silûk’un güneydoğusunda bulunan Şirik köyü. Akçakale kırsalından sızan çete grupları 4 koldan Girê Spî’nin batısından ilerleyerek kent merkezi ve güneyinde konumlandı. Amaç kısa sürede kent içindeki güvenlik güçlerini bertaraf ederek kentin kontrolünü sağlamaktı.

Türkiye’den giren diğer çete grupları da Girê Spî’nin 45 km doğusunda yer alan Nestel köyü ve bu köyün batısına doğru uzanan 2 köyü daha hedefleyerek çatışma cephesini genişletmeyi hedefledi. Hem Girê Spî kent merkezi hem de bu köylere yönelen saldırılar esnasında Türk ordusuna bağlı askerlerin de aktif bir katılım sergilediği, YPG mevziilerine yönelik ağır silah ve topçu ateşiyle destek verdiği tanıklıklarla ispat edildi.

Nitekim en son bizzat gidip gözleme fırsatı bulduğum Nestel köyünde TSK mevzilerinden ateşlenen silahlara ait mermi çekirdekleri ve izleri Türk askerlerinin verdiği desteği açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Yine saldırıların ilk gününde 15 kişilik bir Türk birliğinin de Girê Spî’ye geçtiği, kolaisyona bağlı savaş uçaklarının bombardımana başlamasıyla gerisin geri üs merkezlerine döndüğü de tanıklıklarla ispatlandı.

DAIŞ’ın ikinci önemli hedefi Silûk kasabası ve yakınında bulunan Til Hemama Tirkmena köyüydü. Bu stratejik kasabayı alarak kuzey-güney hattının tam ortasında konumlanmayı hedefleyen ilk 47 kişilik saldırı grubu, aynı gece çoğunlukla tasfiye edildiğinden çeteler bu bölgede ciddi bir etkinlik gösteremedi. Til Hemam köyüne sığınan küçük  bir birliği çembere alan YPG güçlerinin bölgedeki operasyonları da halen devam ediyor.

Üçüncü stratejik nokta ise Silûk kasabasının 30 km güneydoğusunda, Uluslar arası yol üzerindeki Şirik köyüydü. Bu köy YPG’nin bölgedeki en güney mevziisi konumundaydı. Çetelerin amacı bu köy ile Girê Spî arasındaki 50 km’lik güneydoğu-kuzeybatı hattında bir koridor oluşturmak ve kantonları birbirinden ayırmaktı.

Bu üç merkez dışında çete grupları Genteri-Şirik köyleri ile aynı hat üzerinde doğuya doğru uzanan birçok boş köyde konumlanarak çatışma cephesini genişletmeye çalıştı. YPG’nin bölgedeki savunma hattının karşısında bulunan bu boş köylerde halen birçok çete grubunun bulunduğu gelen bilgiler arasında.

Saldırı planının birinci ve ikinci aşamasını oluşturan bu hareketliliğe ek olarak açılması öngörülen hattı dolduracak çok sayıda çete Rakka’dan bölgeye aktarıldı. Bu takviyelerin konumlandığı El Xezalî köyü dün öğlenden beri YPG güçleri ve koalisyona bağlı savaş uçaklarının temel hedefi konumunda. Girê Spî’den Rakka istikametinde uzanan Belîx suyunun 40. kilometresinde bulunan bu köye, dünden bu yana YPG’lilerin belirlediği koordinatlar çerçevesinde 20 ayrı hava saldırısı düzenlendi. Bu saldırılarda tespit edilebilen 100 civarında çete öldürülürken çok sayıda ağır silah ve zırhlı araç da imha edildi. Yine son 24 saatte yakın bölgede 2 ayrı nokta yaşanan çatışmalarda da toplam 27 civarında çete üyesi öldürüldüğü gelen bilgiler arasında.

Sonuç olarak; Girê Spî, Silûk, Mebrûka ve Eyn Îsa kasabasının doğusundaki Şergirak köyü arasında bulunan geniş alanın işgali amacıyla düzenlenen bu saldırılar büyük oranda püskürtüldü. Şeddad hamlesi ardından büyük bozguna uğrayan ve olası Rakka operasyonunun önünü almak isteyen DAIŞ’ın hazırladığı bu aceleci plan örgütü güçlendirmek bir yana daha da zayıflattı. Türk devleti ve askerlerinin de bizzat katıldığı, destek verdiği çok sayıda çete ile düzenlenen bu saldırı örgüt açısından ciddi bir kan kaybı anlamına geliyor. Neredeyse tüm gücünü ortaya koyarak düzenlediği bu intihar saldırılarının da başarısızlıkla sonuçlanması DAIŞ’ın çöküş hızını daha da arttıracaktır.


(u)

ANHA

No comments