Kobanê’de savaşan MLKP’liler: Gelin devrimi görün ve hissedin
KOBANÊ- Kobanê'de DAIŞ çetelerine karşı savaşan MLKP’liler, Rojava Devrimi'ni kendi devrimleri olarak gördüklerini belirtti. Emekçi ve işçi sınıfıyla Kürt halkının birbiriyle kader bağının olduğunu söyleyen Eylem Deniz, "Devrimcinin işi devrim yapmaktır" derken, Seydo Azad ise, devrimci kamuoyuna "Gelin, devrimi görün, dokunun ve hissedin" çağrısında bulundu.
Kobanê Kantonu'na Irak Şam İslam Devleti (DAIŞ) çetelerinin başlattığı saldırılardan sonra daha önce direniş saflarında oldukları Rojava'nın Cizîrê Kantonu'ndan gelerek Kobanê direnişine katılan Marksist-Leninist-Komünist Partisi (MLKP) üyesi devrimcilerden Eylem Deniz ve Seydo Azad, daha önce Rojava'da yaşamlarını yitiren MLKP savaşçıları Serkan Tosun ile Suphi Nejat Ağırnaslı'nın (Paramaz Kızılbaş) izinde yürüdüklerini belirterek, Rojava Devrimi'nin aynı zamanda kendi devrimleri olduğunu dile getirdi.
‘Kobanê’ye savunmak özgür geleceği savunmaktır’
"Birbirimizle bir kader bağımız var" diyen Deniz, komünistlerin dünyanın neresinde olursa olsun ezilenlerin yanında olmak gibi bir görevlerinin olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Komünistlerin nerede bir ezilen varsa onun yanında yer alma gibi bir görevi olduğunu biliyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun işçi ve emekçilerin yanındayız. MLKP olarak bu yönde 20 yıllık bir mücadelemiz de var. Bizim esas aldığımız parola budur. Tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin yanında yer almak. Rojava'nın bizim için önemi de budur. Aynı zamanda Rojava'ya yönelik ciddi bir saldırı var. Emperyalistlerin besleyip büyüttüğü çeteler, şu anda Rojava'da. Özelllikle de Kobanê'ye yönelik ciddi saldırılar söz konusu. Burada Kobanê'yi savunmak hem Rojava'yı savunmak hem de özgür geleceği savunmaktır. Yani Kobanê eşittir Kürt halkı da değil. Kobanê sadece Kobanêlileri de ilgilendirmiyor. Tüm Ortadoğu'nun kaderini belirleyecek direnişlerden bir tanesidir. Kobanê'de olmak gerçekten olmazsa olmazdı. Eğer gerçekten komünistsek, devrimciysek bizim burada olmamız gerekiyor. Aslında bunun dışında vicdanı olan herkesin burada olması gerekir."
‘Kadınlar müthiş bir irade sergiliyorlar’
Rojava Devrimi'nin bir kadın devrimi olduğunu dile getiren Deniz, "Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar ön plana çıktı. Kadınlar sokağa çıktı ve eline silah alarak savaşmaya başladı. Bir bu yanı var bir de bu savaşı kadınlar sürüklüyor. En ön mevzilerdeler, şehit düşüyorlar, komutanlık yapıyorlar ve müthiş bir irade sergiliyorlar. Keza şehit Arîn'in fedai eylemini biliyoruz. Bizim için semboldür ve örnek alınması gereken bir pratikti" diye konuştu. Deniz, "Ben bu devrimi hem kadın devrimi olarak hem de kendi şahsi devrimim olarak da görüyorum. Ciddi katkıları da oldu" dedi.
‘Nerede ezilen varsa orada olmak gerekiyor’
Türkiye sol hareketlerinden bazı grupların hala Rojava Devrimi'nin devrim olarak adlandırmadıklarını belirten Deniz, Türkiye sol hareketinde şovenizmin etkisinde olan bazı grupların eskiden de olduğunu ve şimdi de var olmaya devam ettiğini söyledi. Deniz, şöyle devam etti: "Bu devrime, devrim demek için da ne bekliyorsunuz? Bir devrimde olması gereken iki husus vardır. Ezen ve ezilen. Türkiye devrimci hareketinin şovenizmin etkisinde kalma gibi bir problemi var. Şovenizmin etkisi yoğundur. Devrimci kişilik için şu bir paroladır: Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Nerede ezilen varsa da orada olma gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda Kobanê ve Rojava öyle bir durumda. Bu tartışmaları artık bir tarafa bırakmak gerekir. Çünkü bunların zamanı geçti artık. Varolan bir irade ve direniş var ve bu direnişi selamlamak, desteklemek ve bu iradeye katılmak gerekiyor. Biz de bunun için Rojava'dayız. Devrimcilerin buraya gelmesi gerekiyor. Gelemiyorlarsa da destek vermeleri gerekiyor. Ama asıl olan gelip katılmaktır. Eğer hâlâ devrim olduğuna inanmıyorlarsa gelip görsünler."
‘Devrimi uzaktan değil dokunarak hissedin’
Şu ana kadar Ortadoğu'da YPG'nin dışında hiçbir gücün DAIŞ çetelerinin karşısında duramadığının altını çizen Azad, "Ortadoğu'ya baktığımızda DAIŞ çeteleri ile YPG/YPJ güçlerinin öne çıktığını görüyoruz. Burada ne Irak ne de Suriye DAIŞ'in karşısında duramadı. Onların karşısında tek direnen güç olarak YPG/YPJ güçleri oldu. YPG'nin artık Ortdoğu’da bir güç olduğunu söylemek gerekiyor. YPG'ye baktığımızda kendi gücüyle oluşmuş bir güç. Ama DAIŞ'e baktığımızda emperyalist birçok devletin destek verdiği bir örgüt" dedi. Türkiye'nin DAIŞ çetesine verdiği desteğin belgeleri ve kanıtlarıyla ortada olduğunu söyleyen Azad, "Kürtlerin kendi toprakalarında kurdukları bir yönetim, TC'nin işine gelmiyor. Özgürlüğünü ve hakkını isteyen bir halk var burada. Türkiye'nin DAIŞ'i desteklemesinin en önemli nedeni de bu halkın özgürlüğünü bastıma politikasıdır" diye kaydetti.
‘Hayalleri burada suya düştü’
Konuşmalarının sonunda Seydo Azad, "Bizler burada sadece Kürtlerin savunmasını yapmıyoruz. Arapların, Türkmenlerin, Süryanilerin ve Hıristiyanların da savunmasını yapıyoruz. Gelin devrimi görün, dokunun, hissedin" derken, Deniz ise şunları ifade etti: "Bugün ‘Kobanê düştü’ diyenlerin hayalleri burada suya düştü. Onların emperyal politikaları bizim irademize çarpmış durumda ve ilerleyemiyorlar. DAIŞ çetelerini istedikleri kadar desteklesinler, geçiş yok diyoruz ve izin vermeyeceğiz. YPJ savaşçısı bir MLKP'li olarak Serkan ve Suphi yoldaşın izindeyiz, buradayız ve gitmiyoruz."
ERSİN ÇAKSU / ABDURRAHMAN GÖK
No comments