Doğu Kürdistan’ın kadim kenti: Maku
MAKU -İran’ın batısında bulunan Maku, Doğu Kürdistan’ın kadim kentlerinden biri. Tarihçiler Qeye Kalesi ve Sıbid Dağı arasında bulunan Maku geçmişinin Urartulara uzandığını belirtir. Maku ve Bazırgan (Gürbulak Sınır Kapısı’ın İran tarafında kalan Maku’ya bağlı bir ilçe) arasındaki kimi kayalar üzerinde tarihçilerce tespit edilen çivi yazıları da, kent tarihinin Sümerlere dayandığını ıspatlıyor.
Yaklaşık 50 bin nüfuslu bu tarihi kent, Doğubayazıt ilçesinin Gürbulak Sınır Kapısı’na 15 kilometre uzaklıkta. Kuzeyinde Ağrı ve Nahçıvan, güneyinde Xoy ve batısında Çaldıran (İran kenti) bulunan Maku’da, Kürtler ve Azeriler bir arada yaşıyor. Her ne kadar Türkiye ve Azerbaycan bu kentin Azeri kenti olduğunu iddia etse de tarih bunun böyle olmadığını ispatlıyor.
Tarihçilerce Maku isminin Mad-Kuh kelimelerinden oluştuğu, bunun da Mad ya da Med Dağı anlamına geldiği ifade ediliyor. İran devletinin, Kürtlerdense kentin yönetimini Azerilere teslim etmesinin bu iddianın öne sürülmesinde etkin rol oynadığı kaydediliyor. Yine bu kentte Ermenilerin de yaşadığı, ancak Ermeni Soykırımı ile birlikte burada yaşayan Ermenilerin tamamının ya sürgün edildiği ya da katledildiği belirtiliyor.
Maku birçok Kürt isyanına da şahitlik eden bir kent. Özellikle Ağrı Dağı’na çok yakın olması nedeniyle Ağrı İsyanı’nın bastırılmasıyla Ferzende Beg ve Biroyê Heskê Têlî gibi isyanın önde gelenlerinin de sığındığı bir kent. Ancak İran ve Türkiye’nin ittifakları sonucu hem bu isyana katılanların katledildiği, hem de bu kentte yaşayan halkın sürgün edildiği bir kent aynı zamanda Maku.
Maku’da yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğunun Horasan ve Qezwîn’e sürgün edildiği ifade ediliyor. Yine Kürtlerin bir kısmının kentin köylerine sığındığı belirtiliyor. Sürgün edilen Kürtlerin yerlerine de Azerilerin yerleştirildiği belirtiliyor.
Tarihi bir öneme sahip olan Maku’da binlerce yıllık tarihi kalıntılara da rastlamak mümkün. Kentin çeşitli bölgelerinde onlarca kale bulunmasına rağmen bunların büyük bir bölümü yıkıntı halindedir. En ünlü kalesi de Qeye Kalesi. Çok yüksek bir kayanın her iki tarafına yapılan kalenin bir bölümü halen ayakta. Yine bu kale içerisinde insanların birkaç sene öncesine kadar da yaşadığı biliniyor. Ancak gerek kayadan aşağıya inen sel suları, gerekse de heyelan tehlikesi nedeniyle bu yerleşim yerleri boşaltılmış. Kalenin dibinde bulunan ve Xencerxan Mahallesi diye adlandırılan kentin en eski yerleşim yerinde halen evler mevcut. Ancak kentin gelişimi artık düzlük alanlara doğru kaymış durumda.
Öğleden sonra kentin büyük bir bölümünü gölgesi altına alan bu heybetli kaleyi, İran’ın dört bir tarafından insanlar sık sık ziyaret ediyor.
ABDURRAHMAN GÖK
No comments