Kobanê saldırılarının arka planı
Seyit Evran |
Kobanê’ye yönelik son saldırılar ikinci haftasını geride bıraktı. Son saldırı aynı zamanda IŞİD’in Irak ve Suriye’deki gücünün büyük bir çoğunluğu ile uluslararası güçlerin sağladığı ve göz yumarak elde ettiği son teknolojik silahlarıyla gerçekleştirdiği saldırılardır. Saldırı uluslararası tüm güçlerin gözleri önünde ve çok açık bir şekilde seyir ediyor. Tabii ki uluslararası güçlerin taşaron olarak belirlediği güçlerin fiili aktif destekleriyle bu saldırılar sürüyor. Ve adeta bir futbol maçı izlenir gibi bu saldırılar izlenmeye devam ediyor. İzlenen aslında Kürtlerin 21. yüzyılda Şengal’den başlanarak Kobanê ile devam eden ve arkasından Kuzey Kürdistan’da gerçekleştirilmesi planlanan bir katliamın saldırılarıdır.
Saldırılar şimdiye kadarki saldırı planın bir parçasıdır
Kobanê’ye yönelik başlayan son ve en kapsamlı saldırı aslında Rojava’ya yönelik baştan beri yapılan planın bir yeni versiyonunun devreye sokulmasıdır. Plan baştan beri yapılan Rojava’nın ikiye bölünmesi bir bölümünün Türkiye’ye diğer ve önemli bölümünün ise KDP’ye bırakılmasıdır. Plana göre Êfrîn ve Kobanê Türkiye’ye bırakılacak, Cizîrê alanı ise KDP’ye. Bunun için sayısız uygulama devreye sokuldu. Sayısız saldırı ve bu saldırıları gerçekleştirecek paravan gruplar üretildi ve devreye sokuldu. Şimdi yürütülen tampon bölge tartışması planın bu şekilde devreye sokulması demektir. Bu açıdan bakıldığında IŞİD barbar grubunun Kobanê’ye yönelik en kapsamlı saldırıları planlarının içinde hangi ülkelerin olduğunu rahatlıkla görülebilir. Türk devleti bunun için şimdiye kadar sadece gizli, örtülü bir şekilde bu barbar grubu desteklerken son Kobanê saldırısıyla artık çok açık şekilde yapıyor. KDP ise planının gerçekleşmesi için bir iki halkın tepkisini dindirmekmek başka bir anlam ifade etmeyen açıklamadan başka herhangi bir şey yapmadı. Bunun yanı sıra kimi yerlerde Türkiye’nin bu barbar gruba destek verdiğine inanmadığı yönünde açıklamalar yaptı. Planın ana hatları bu olurken planda kullanılan güçler de her zaman değişikliklere gidildi. Cephet El Nusra, Guruba Şam, Ehfad-ı Resul gruplarıyla planın uygulanmasına başlandı. Bu gruplar başaramayınca göstermelik bir şekilde ABD ve BM tarafından Nusra terörist örgütler listesine alındı, onun yerine IŞİD ikame edildi. Bu yüzden bu barbar grup iki yıldan fazla bir zamandır Rojava özelinde Kürtlerden başka hiç bir güce ve yere saldırmıyor. IŞİD Türkiye ilişkileri ve Türkiye’nin savaşı Rojava taşırması ayuka çıktı. Bunun için artık IŞİD’e bir çare aranıyor uluslararası alanda. Ancak daha şimdiden yerine bir yenisi hazırlanıyor. Horasan diye bir gruptan söz ediliyor. Bu grup IŞİD’in bir tugayıdır. Tıpkı Davut Tugayı gibi bir tugaydır. Ancak AKP’li özellikle de Erdoğan’ın borazanlığını yapan Fehmi Koru gibi yazarlar daha şimdiden bu grubun propgandasını yapmaya başladı. Bu grubun IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu yazdı. Ayırca sözüm ona grubu tanıtmak için yazdığı yazıda ise bu grupla bir nebze de olsa IŞİD’e karşı tavır almaya çalışan Avrupa ülkelerini korkutmak için bu grup Avrupa ülkelerinde kanlı eylemler yapmaya hazırlanıyor diye yazarak daha şimdiden arkasında durduklarını göstereme çalıştığı grupla bu ülkeleri tehdit ediyor.
Rojava ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı Türkiye ile işbirliğinde hiçbir sınır tanımayan KDP’nin bu plan içindeki yeri ise şimdiye kadar çeşitli biçimlerde dile getirildi. Ancak son saldırı ile planlanan diğer çok önemli bir nokta ise IŞİD’e Şengal’e saldırmasıyla KDP’nin bitme noktasına geldi. Kürtler ve dünya kamuoyunda ciddi bir prestij kaybına uğradı. Bu kaybı telefi etmek için IŞİD en kapsamlı son Kobanê saldırıları planlandı. Bununla yapılmak istenen “KDP Şengal’de kaybetti”, “PKK de Kobanê’de kaybetti” noktasına getirmektir. Bununla KDP yeniden ayakta tutulmaya çalışılıyor. O yüzden Kürt Halk Önderi bunu bir İsrail operasyonu olarak değerlendirdi. KDP ve İsrail ilişkilerinin geçmişi ve tarihsel süreç içindeki yeri biliniyor. İsrail çevre stratejisini uygulamak Yemen’de, Irak’ta, Türkiye’de, İran ve Suriye’de oluşturup desteklediği güçler var. Ki bu güçlerden birinin de KDP olduğu biliniyor. O yüzden KDP bu saldırıya karşı sağır sultanları oynuyor ve oynamaya devam edecek. Bunun diğer bir nedeni de Güney’de kaybedince Kürt kamuoyu tarafından başlayan Ulusal Birlik Konferansı’nı gerçekleştirmemesidir.
O yüzden Kobanê’ye yönelik saldırılar bu denli güçlü bir şekilde planlandı. Ve tüm dünyanın gözü önünde adeta Kürt katliamı biçiminde devam ediyor. Ancak bilinmesi gereken bir gerçek var ki oda tarihte haklı olan ve direnlerin kazandığıdır. Kobanê’nin arkasında şimdi belki uluslararası güçler yok. Ama Kobanê’nin arkasında Kuzey, Güney, Doğu ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan milyonlar var. Kazanan bunlar olacak kaybeden yine bu planlar peşinde koşup Kürtlerin katliamını gerçekleştirenler olacak…
No comments