'Kobanê'de yaşananlar kitlesel biçimde teşhir edilmeli'
KESK’e bağlı birçok sendika, oluşturdukları heyetle kimi STK’lar ve sağlık örgütleriyle birlikte yaşananları yerinde görmek ve Kürt halkıyla dayanışmak için Kobanê’ye gitti. Heyette yer alan BES Genel Sekreteri Davut Balıkçı, Kobanê’de yaşananlara şu sözlerle dikkat çekti: “Suriye ve Türkiye, Kobanê’nin elektriklerini kesmiş. Halk tüm varlığıyla direniyor. Ancak orada yaşananlar Türkiye kamuoyu tarafından gerçek yönleriyle bilinmiyor. Basının da bir ambargosu var. Tüm bunların teşhir edilmesi için kitlesel tepkilerin ortaya konması önemli.”
Katliamda sınır tanımayan IŞİD, Rojava’da halkların yarattığı devrime darbe vurmak ve katliamlarını devam ettirmek amacıyla saldırılarını yoğun biçimde sürdürüyor. Özellikle Kobanê’de yoğunlaşan savaşın ardından ise günlerdir on binlerce Kürt sınıra dayanarak yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı.
Kobanê’de ve sınırda yaşananlara tanıklık eden Balıkçı, izlenimlerini, tanıklıklarını ANF’ye değerlendirdi. Sınırdaki yoğun göç dalgasına vurgu yapan Balıkçı, “İnsanlar akın akın geliyor. Orada bir insanlık trajedisi yaşanıyor. İnsanın yüreğini burkuyor. Görünen o manzarada yaşlı insanlar, çocuklarıyla, üzerlerine ne almışlarsa onlarla sınıra dayanmıştı” dedi.
Kobanê’ye sağlık örgütleriyle birlikte geçtiklerini söyleyen Balıkçı, “Kobanê’de yaşananları yerinde görmek istiyorduk. Halk silahlanmıştı. YPG’nin asayiş büroları vardı. Dikkatimi çeken Türkiye sınırına yakın yerlerdeki insanların daha çok olduğuydu. Şehrin diğer kısmı ise hayalet kent gibiydi. Yani Kabonê’nin yarısı böyleydi. Dükkanlar kapalıydı. Fakat biz caddelerde yürürken birden yoğun bir kalabalık oluştu. Biz o sessizliğe hayret ederken, evlerden, bahçelerden, duvarların dibinden insanlar çıktı bir anda. Moral anlamında havaya ateş ediyorlardı” diye konuştu.
‘IŞİD BOŞ KÖYLERİ ELE GEÇİRDİ’
Kobanê’de yaratılmak istenenin yükselen Kürt ulusal mücadelesi karşısında eşitlik ve özgürlük temelindeki Rojava’nın emperyalist güçler tarafından Kürdistan’ı insansızlaştırma politikası olduğunu kaydeden Balıkçı, “Halkta korku var. Bu doğal. Daha önce IŞİD katliamlar gerçekleştirdi. Vahşice işlenen bu katliamlardan insanların ürkmesi doğal. Bunları duyan Kürtler, köylerini boşaltmak zorunda kaldı. 16 köy boşaltılmış. IŞİD’in eline geçirdiği köyler meselesi bu şekilde gelişmiş. Yani çatışarak ele geçirme durumu söz konusu değil” ifadelerinde bulundu.
'IŞİD’E LOJİSTİK VE SİLAH DESTEĞİNİN TANIKLARI VAR'
YPG’nin ellerinde ağır silahlar olmasa da üst düzeyde bir inanç, kararlık ve mücadele azmi olduğunun altını çizen Balıkçı, “Epey gencin YPG’ye katıldığını duyduk. Kobanê Suruç sınırının bitişiği. Sınır yok yani. 100 metre ötesi Kobanê. Stratejik öneme de sahip. Demiryolu ve ovanın oluşu stratejik öneme sahip. Türkiye, Suriye ve Irak için böyle. Kobanê diğer kantonlar arasında da önemli bir yere sahip. Kobanê’nin düşeceğini zannetmiyorum. Orayı gördükten sonra özellikle kuzeydeki dayanışma da bunu gösteriyor. Türkiye’nin de IŞİD üzerinde politikaları var. Türkiye’nin IŞİD’e silah ve lojistik desteği olduğunu duyduk. Ağır silahların trenlerle gittiğini öğrendik. Bu halk arasında bunu görenler de var. Tren hattı çünkü Kobanê’de geçiyor. Suruç’a giderken, o yönden gelen askeri araçları taşıyan 3 tır, boş geliyordu. İnsanın aklına ne götürüldü de boş dönüyor diye düşünceler geliyor” dedi.
‘TÜRKİYE ELEKTRİKLERİ KESMİŞ’
Balıkçı, elektriklerin kesik olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Halk kendi imkanlarıyla elektrik ihtiyacını jeneratörler ile karşılamaya çalışıyor. Halk, Türkiye ve Rakka’dan gelen elektrik bağlantılarının kesildiğini söyledi. Nereden baksan 10 gündür durum böyle. Orada bir katliam var, insanlar aç, susuz. İnsani olarak da bizim orada bulunmamız, o insanların acılarını, koşullarını görmek ve yardımcı olmaktı. Bizi gördüklerinde ise moral buldular. Kürt halkının topyekün sahiplenmesi söz konusu.”
‘BASININ AMBARGOSU VAR, YETERİNCE BİLİNMİYOR’
Kobanê’de yaşanan bu savaşın ve Kürtlere yapılan katliamların Türkiye kamuoyunda yeterince anlatılmadığını kaydeden Balıkçı, “Basının da ambargosu var. Demokratik kitle örgütlerinin de süreci işletmemesi var. Bu biraz da bilmemezlikten geliyor. Her kurumda insani değerleri taşıyan insanlar var. Ama kurumun işletilmesinde sıkıntı var. Bir organizasyon şeklinde bu katliamları duyurabilecek bir yapı yok. Duyarlılık anlamında da Türkiye kamuoyu şovenizm insanların beyninde yıkılmadığı sürece Kürtler onları ilgilendirmiyor. Ortaya konan tepkiler ise duyarlılık yaratmada yetersiz. Merkezi, eşzamanlı eylemler yapılmalı. İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde. AKP önüne giderek, savaşı teşhir edilmeli. Kitlesel bir biçimde yapılmalı. Yoksa günlük açıklamalar yetersiz” diye belirtti.
No comments