Breaking News

Maxmur’a geri dönmek zorunda kaldılar

IŞİD saldırıları nedeniyle tahliye edilen Maxmur Şehit Rüstem Mülteci Kampı’na geri dönüşler başladı. Hewler, Dohuk ve Kerkük’e tahliye edilenlerin bir bölümü buralarda yerel hükümetten her hangi bir yardım alamadıkları tekrar kampa dönmek zorunda kaldı.
Kampa geri dönenler arasında yer alan Nesibe Buldan ailesi ile kampın tahliyesinin ardından yaşadıklarını şöyle anlattı: “İŞİD’in saldırıları Mahmur kasabasına yönelik yoğunluştıktan sonra ve Şengal gibi bir katliamın yaşanılmaması için biz kadınları, çocukları ve yaşlıları kamptan çıkarmak zorunda kaldılar. Birçok aile Ranya, Hewler, Dohuk ve Kerkük’ e gitmek zorunda kaldı. Halkımız şu an cami ve okullarda kalıyor. Biz aile olarak Ranya yani Haciawa tarafına gitmedik. Bir çok aile Hewler, Dohuk ve Kerkük’teki akrabalarının yanına ya da ev kiralamak zorunda kaldılar. Bizim kaldığımız aile normal bir çekirdek aileydi ama bizimle birlikte kırk bir kişi oldular. Yaklaşık yirmi gün o aileyle birlikte kaldık. Kaldığımız süre zarfı içerisinde yerel hükümet tarafından hiç bir destek görmedik. Orada yani akraba ve dostların yanında yaşama imkanımız kalmadı. Bir çok çevre bizi kendisine çekmek istiyordu. Bunların başında da KDP gelmekteydi. Mahmur mülteci kampı olarak dağılmamızı zaten istiyorlardı ama biz halk olarak buna izin vermiyeceğiz. Çok basit ve rahat bir şekilde düşmanımızın asimilasyon politikalarına alet olmayacağız”.
HİÇBİR ZAMAN TESLİM OLMADIK VE OLMAYACAĞIZ
Buldan şöyle devam etti: “Yirmi yıldır görmediğimiz eziyet kalmadı. Ama buna rağmen yaşamaya devam ettik. Bu bizim kendi ellerimizle ve alın terimizle yaptığımız beşinci kamptır. Bu yirmi yıl içerisinde insanın aklına gelebilecek her şeyle karşılaştık. Evlatlarımızı gözümüzün önünde öldürdüler, bizi aç ve susuz bıraktılar. İŞİD saldırıları olmadan öncede kampımıza yönelik ambargo vardı. Yaklaşık beş aydır erzak verilmiyordu. Biz hiç bir zaman teslim olmadık ve olmayacağız. Şimdi zaten PKK hareketi bizim arkamızda ve bizim güvenliğimizi de tutan onlardır. Sadece Mahmur Mülteci Kampı değil Güney Kürdistan’ın bir çok yerinde İŞİD’de karşı savaşan tek güç PKK’dir. Hepimizi şu an savunan onlardır”.
KDP BİZİ KENDİSİNE MECBUR BIRAKMAK İSTEDİ
Nesime Buldan, kimseye teslim olmayacaklarını ve siyasi mülteci konumlarını devam ettiğini ve bundan dolayıda siyasi talablerinden ısrarlı olduklarını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: “Şimdiye kadar Güney hükümetinin bize yardım etmemesinin bir tek nedeni var. Bizi aç ve sussuz bırakarak başkalarına mecbur edeceklerini düşünüyorlardı. Ama bu öyle kolay ve basit bir şekilde ele alınamaz. Biz öyle kolay kolay vazgeçmeyiz. Biz yermi yıldır mülteciyiz. Biz ne güney vatandaşı oluruz nede türkiye ye gideriz. Biz bunu kendimiz için kabul etmiyoruz. Bunu açık bir şekilde söyleyebilirim, yaklaşık yermi gün Hewlerde kaldım ama bize yardım eden hiç kimse olmadı. Bundan kaynaklıda mecbur kaldık ve tekrardan Mahmur mülteci kampına geri döndük. İŞİD’in saldırıp saldırmayacağını bilmiyorum ama yinede kendi evimde kalmaya mecbur bırakıldım”.
Buldan şöyle devam etti: “Bundan öncede bize erzak verilmiyordu şimdi de verilmiyor. Beş aydır erzak verilmiyor ve kendi imkanlarımızla geçinmeye çalışıyoruz. Şua n kampın en büyük sorunlarından bir tanesi içme suyunun olmamasıdır. İçme suyu konusunda çok zorlanıyoruz. Bundan dolayı da içme suyu meselesinin bir an önce hal edilmesi gerekiyor. Havalar halen çok sıcak olduğu için ve içme suyu da olmadığından dolayı farklı hastalıkların çıkmasından korkuyorum. Bir anneyim ama çocuklarımın temizliği için bile su bulmakta zorlanıyorum”.
BM GÖREVLERİNE SAHİP ÇIKTI
Nesibe Buldan konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Birleşmiş milletler (BM) denetiminde yeni bir kamp yapılırsa tabiki oraya gideriz. Zaten böylesi koşullardan burada yaşamamız artık imkansız görünüyor. Suyun olmadığı yerde yaşamımızı da sürdürmemiz çok zor görünüyor. Kışta yaklaştı bundan dolayı yeni kamp için biraz acele etmeleri gerekiyor. Yoksa halk olarak perişan olacağız. Ama yeni bir kamp yapılmasa, ben Mahmur kampında yaşamaya devam edeceğim. Yermi yıldan sonra tekrardan çatırda yaşamak istemiyorum. Şuan Ranya’ daki halkımızında durumu çok iyi değil. Yermi günden fazla bir süredir cami ve okullarda kalıyorlar. Onlarda çok zor durumdalar. Biz artık acı çekmekten yorulduk. Bundan dolayı halk olarak, yani kamp sakinleri olarak artık acı çekmek istemiyoruz. Şimdiye kadar kimseye karşı boyun eğmedik; bugünden sonrada boyun eğmeyeceğiz”.
EN TEMEL İHTİYACIMIZ SU
Fatma Kurt hiç kimsenin onlara yardımcı olmadığını, bundan dolayı çok ciddi zorluklarla karşılaştıklarını söyledi ve şu hususlara dikkat çekti: “Hiç kimse bize yardımcı olmadığından dolayı ve Hewler’deki tanıdıklarımıza yük olduğumuzu düşündüğümüzden dolayı aile olarak Mahmur mülteci kampına yani evimize geri dönmeye karar verdik. Evimize döndük ama kampta da yaşama imkanlarımız artık eskisi gibi değil. Kamp halen İŞİD tehditi altında olmasına rağmen mecbur kaldığımız için ailece döndük. Mültecilik psikolojisi zaten çok zor. Ve şimdi benim çocuklarım akşamları korktukları için uyuyamıyorlar. Ne yapacağımı bilemiyorum”.
Kurt son olarak yaşanan su sıkıntısına dikkat çekerek şunları dile getirdi: “İçme suyu şu an yok. Eskiden kampın genelline gelen su şu an kesilmiş. Bazı evlerin koyuları var. Onlardan su ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz. Ama o koyularında suyu kükürtlü olduğu için acı bir tadı var içilmiyor. Şu an kampta aşırı derecede bir sıcaklık var. Uzun bir zamandır kampın geneline su gelmediği için bir çok bahçe korumuş. Yani sıcaklara ve sussuzluğa rağmen yaşama tutunmaya çalışıyoruz”.

No comments