Breaking News

Terörist IŞİD'le mücadele


Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

Medeniyet Mezopotamya üzerinden Eski Mısır’a, Yunan’a ve Roma İmparatorluğuna otantik gelişirken, yeniden var olma, ya da yok olma çelişkisi ile karşı karşıya kalan biz Kürtler, tarih boyunca daha mükemmelin peşinde koşmuş, daha gelişmiş bir toplum düzenine kavuşabilmek için her türlü mücadeleyi vererek, olağanüstü çabalar ile büyük fedakârlıklarda bulunmuş bir halkız. Günümüzde AB’nin, ABD'nin, İngiltere'nin, Fransa'nın, Almanya'nın, Rusya ve Türkiye'nin Ortadoğu da menfaatlerinin çakışmakta olduğunun ’da bilincindeyiz. ’’Türkiye’nin haberi olmadan Ortadoğu’da yaprak kıpırdamaz’’ diksiyonu gerçekleri dile getiren bir telaffuz değildir.
Hepimizin bildiği gibi, dinci terör örgütü IŞİD bataklığı sever, buradan palazlanır.Bakın bu konuda Cübbeli Ahmet Hoca diyor ki;  ’’IŞİD haricilerin devamıdır, bunlar cehennem köpekleridir. Bunlar, Hz. Ali'yi bile Allah rızası için öldüren Haricilerin devamıdır. Bunlar çok büyük namussuz ve şerefsizdirler, bunlarda ırz diye bir şey yoktur. Milletin karısını kızını cariye diye görürler. 'Biz Mücahit’iz biz bu yoldayız' diyerek her şeyi yaparlar. Bütün dünyayı ehlisünnete düşman etmek için büyük bir oyun ile karşı karşıyayız. Bunlar ehlisünnet olamaz, ehlisünnet karınca bile ezemez. Sakın bunları cihattır, mücahittir, şehittir diye düşünmeyin, samimi söylüyorum helak olursunuz.
O yolda ölürseniz helak olursunuz’’. Aynen katılıyorum, çünkü İslam Dininde insanları öldürmek yoktur. İslam dini korku, panik ve terör emretmemiştir, tam tersine İslam dini merhamet, sevgi ve tolerans emretmiştir! İslam dini tek ve bir olan yüce Allah’a ibadet edilen bir hayat biçimidir. Bu duruma gelebilmek için ilk evvela bütün yanlış ve sahte ilahları ve ilah yerine geçen her şeyi, hatta bir peygamber dahi olsa, ibadete laik olmadıklarından dolayı, reddetmek gerekir.
İslam’la uzaktan yakından ilgisi olmayan dinci terörist IŞID örgütüne karşı Türkiye sessiz kalamaz ve kalmamalıdır. Bu ortamda 02 Ekim 2014'de TSK'yı yetkilendirme tezkeresi parlamentoda görüşüldükten sonra hükümet müdahale yetkisi alabilir. IŞID teröristlerine karşı haklı olarak bir kara harekâtı yapılabilir. Ama bu kara harekâtına NATO ve Peşmerge katılmadığı sürece Türkiye tekbaşına bulaşmaz, çünkü Afganistan’da Sovyetlerin düştüğü tuzağa, Türkiye Ortadoğu‘da düşmez, tarihten ders almıştır.İnsanlık boyutunda Türkiye’nin tavrı bellidir Bundan sonra da elinden geleni yapar.
’’BM Güvenlik Konseyi toplantısına katıldığı New York dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dinci terörist IŞİD örgütüyle mücadeleyle ilgili "Siz böyle bir terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Bir defa mütemmim gücü karadır. Eğer karayla bağlantısı dışında bir de deniz varsa, deniz de buna dâhil olur. Bütün olarak ele almak durumundasınız. Kara esastır; ben tabii asker değilim; ama hava lojistiktir. Karanın gitmediği yer hiçbir zaman kalıcı olmaz", düşüncesinde. Cumhurbaşkanı bu açıklamaların’da çok haklı, bölgedeki yeni dinamiklere Türkiye açısından bakıldığında, Suriye ve Irak’taki dinci IŞİD terörü sayesinde enerji havzasındaki nüfus boşaltılırken, Türkiye’ye beş milyondan fazla insanın sürülmesi girişiminin, asıl hedeflerinden birinin Türkiye olduğu açıkta.
IŞİD terör örgütünün işlediği vahşet bölgenin siyasi başarısızlarının hasta düşüncesinin bir ürünüdür. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika dönüşü yaptığı açıklamada, "Sınırımız tehdit altına girerse askeri harekât yapılacaktır. TSK bize böyle anlarda gerekli", belirlemesinde bulundu. IŞİD yenildiğinde ne olacak? Kurtarılan toprakları kim yönetecek? , sorularına Ortadoğu’daki çıkarlarıacısından emperyalist devlet olan AB ve ABD’leri cevap bulmaya çalışıyor.Küresel güç bölgedeki enerji kaynaklarını ele geçirirken Kürt ulusunun ’da bölgede daimi bir güç olmasını istiyor. Mezopotamya biz Kürt ve Türkiyelilerinsonsuz vatanıdır, dolayısıyla yöneticileri de bizler olmalıyız.
Almanya'nın dinci terör IŞID’e karşı tasarladığı silah nakliyesinin ilk bölümünü Kürdistan’a yollandı. Bunların arasında tanksavar füzeleri, makineli tüfek ve el bombaları bulunuyor. Doğrusudinci terörle mücadele için Kürdistan’a gönderilen bu silahlar yeterli değildir. Modern silahlara Kürdistan Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı vardır. Yoksa Alman Kışlalarında çürümüş silahlara değil. Bu gerçeğin farkında olan Savunma Bakanı Ursulavon der Leyen’de Erbil'egiderek Başkan Mesut Barzani’ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.Bu arada belirtmekte yarar var, çok manidardır ki;von der Leyenherhangi bir askerî sevkiyat uçağı Transall önünde veya Peşmergeleri tanksavar silahlarıyla eğiten Alman askerleriyle birlikte fotoğraflar çektirmekten ’dekaçındı.
Nedeni şudur;
Alman askerleri sınırlı sayıda bir yerden başka bir yere sevk ediliyor ve günlerden beridir Bulgaristan'da bekletiliyorlardı. Kürdistan’a gönderilen silahlar ise modern olmadığı gibi eski ve gecikmiş bir şekilde yerlerine ulaşıyor.Yani Alman ordusunun kullanmadığı veya kullanmaktan vazgeçtiği silahlar Kürdistan’a gönderiliyor.İşte böyle bir ortamda “Filipinler'deki Ebu Seyyaf grubuna bağlı olan dinci teröristler, Almanya eğer IŞİD milislerine karşı başlatılan operasyonları desteklemeye devam ederse, elindeki iki Alman rehineyi öldüreceği tehdidinde bulundu’’. Bu dinci teröristlerin meydan okumasına Almanya’nın bizzat cevap vermesi şarttır. Cevap verirken Kürtleri kimse kullanmaya kalkmamalıdır.İnsanlık tarihi emperyalistlerin başka halkları kendi çıkarları açısından kullanma çabalarının çeşitli örnekleri ile doludur.
Ortadoğu’da yaşanan olaylar doğrultusunda birçok olumsuz durum, karışıklıklar ya da sorunlar birbirini izlemiş ve her zaman için idealize edilen sürekli barış ve mutluluk ortamı bir türlü gerçekleştirilememiştir.
Sonuç olarak, herhangi birkara harekâtına NATO ve Peşmerge katılmadığı sürece Türkiye tekbaşına bulaşmamalıdır.

No comments