Aldar Xelîl: Washington’dan Verilen Mesajları Oldukça Olumlu Buluyoruz
Rojava’daki Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl ile Washington’un son günlerde Rojava ve YPG ile artan mesajlarının bölgede nasıl yorumlamndıını görüştük.
***
Sayın Aldar Xelil ABD Başkanı Barack Obama birkaç gün önce IŞİD’e karşı bir konuşma yaptı. Ayrıca ABD Savunma Bakanı A.Carter’ın son birkaç gündür öne çıka açıklamalarında YPG’nin rolüne çok önemli bir şekilde vurgu var. Carter Açık bir şekilde YPG’yi ve Suriye Kürtler’ini övdü. Siz Amerika siyaseti hakkında Washington’dan gelen bu mesajlar hakkında ne düşünüyorsunuz ve Rojava’da bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Aldar Xelil : Gerçekten biz yapılan açıklamaları ve Washington’dan verilen mesajları oldukça olumlu buluyoruz. Çünkü Washington ve Sayın Obama yönetimi, IŞİD terörünü vurma ve yıkma konusunda artık çok daha kararlı olduğunu açıkça göstermektedir. IŞİD gerçekten özellikle Ortadoğu’da insanlığa karşı vahşi bir güçtür ve insanlık adına sağlam hiçbir şey bırakmamaktadır, insanlığın her değerine saldırmaktadır. Bu yüzden bu terörü sonlandırmak için bir koalisyon ya da anlaşma-ittifak yapılması olumlu bir şeydir.
Biz geçmiş yıllarda Irak’ta Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından sonra terörü sona erdirmek için bir çalışmanın olduğunu gördük ancak Amerika yönetimi de gördü ve anladı ki sadece kendi askeri gücü ve teknik imkanlarıyla bu mücadelenin yetersiz kaldığı, o bölgedeki halktan kendi savunmasını yapacak bir yerel gücün desteklenerek terörist gruplara karşı verilecek mücadelenin daha anlamlı ve başarılı olacağı kanaatine varmıştır.
Özellikle YPG, geçmişte IŞİD’e karşı herkesten daha fazla aktif bir şekilde mücadele edeceğini ispatlamıştır. Çünkü biz Irak’ta o kadar yıl bu teröre darba vurulamadığını gördük. Bilakis IŞİD Irak’ta Ninova-Musul, Ramadi ve diğer bazı şehirleri denetimine aldığında hiçbir direnişle karşılaşmadı, aynı şekilde Suriye’de de öyle oldu. Hatta Güney Kürdistan’da Şengal örneği de ortada. Bu yerlerde en çok mücadele eden ve tarihi bir direniş gösteren güç YPG oldu. Özellikle de Kobani direnişinde herkes bunu gördü. Ve ben inanıyorum ki bu, Amerika yönetimini YPG’yi kendisine müttefik olarak görmesi konusunda cesaretlendirerek koalisyonda yer almasını ve beraber IŞİD’in üzerine gitmeyi sağladı. Gerek Kobanî’de gerekse de Girêspî ve Kizwan (Abdulaziz) Dağları’nda ispatlandı ki eğer böyle bir ittifak devam ederse terörün sonlandırılma ihtimali daha da artmaktadır ve ayrıca bu, yıllardır Suriye milletinin kurtulmak istediği diktatör rejiminin yıkılması için de bir adım olmaktadır.
Evet, ben de tam bu soruyu sormak istiyordum. Savunma Bakanı Carter dün senatodaki özel bir toplantıda Suriye Kürtler’ini “IŞİD ve Suriye rejimine karşı eylemli ve etkili savaşan güç” olarak isimlendirdi. Yine Amerika siyasetinde Suriye’deki IŞİD’e karşı savaş, YPG merkezli olarak devam edecek gibi görünmekte. Yani YPG’ye çok önemli bir rol biçilmekte. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Aldar Xelil : Esas olarak temelde sadece YPG değil, yani YPG Rojava’daki Kürtlerin ve diğer milletlerin askeri kollarından oluşmaktadır ve içinde Arap, Asuri ve Süryaniler de vardır ancak çoğunluğu Kürtlerden oluşmaktadır ve Kürtlerin öncülüğündedir. Fakat Rojava devrimine öncülük eden bir siyasi hareket vardır. Ve bu hareket en başından beri amacını halkına zulmeden despot, diktatör ve baskıcı rejimler olmak üzere her türlü rejime karşı mücadele olarak belirlemiştir. Bu hareketin isteği ve amacı demokratik bir sistemin kurulması ve demokratik bir Suriye’nin oluşturulmasıdır. Artık kim demokratikleşmeye karşı olursa ona karşı gerek askeri olsun gerekse de barışçıl olsun her türlü mücadele verilecektir ki demokratik bir sistem kurulabilsin. Bu yüzden rejimin yıkılması bu açıdan anlamlı olur. Eğer insan demokratik ve medeni bir sistem içinde varlığını gerçekleştirirse işte o zaman içinden gelinen despotizm yıkılır. Artık Suriye halkının da bu yönde bir kanaati oluşmuştur. Eskiden hareketimiz Kürt ve bölgesel bir hareket olarak görülürken artık Suriye ve Ortadoğu’da demokrasi mücadelesinin öncülüğünü yapan ve IŞİD’e karşı mücadele eden öncü güç olarak görülmektedir.
Peki aynı zamanda bazı çevreler sizin rejim ile yakın ilişkinizin olduğunu, rejime karşı olmadığınız sıkça dile getirmekteler?
Aldar Xelil : Bu şekilde propaganda yapan kesimler aslında şimdiye kadar rejimin elinde büyüyüp ve halen rejimin aklıyla çalışma yürütenlerdir. Bunlar kendilerini muhalefet olarak adlandırmaktadır ancak tek amaçları bu ülkenin yönetimini ele geçirerek rejimin yerine geçmektedir ancak biz demokratik bir ülke, toplum ve kültür oluşturmak istiyoruz. Suriye’de Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Keldani ve diğer tüm unsurların eşit bir şekilde demokratik bir sistemde yaşamasını istiyoruz. Vurgulamak istediğim husus budur. Eğer herkesin içinde olduğu demokratik bir toplum oluşturursak ve demokrasiyi öne çıkarırsak o zaman eski rejimden eser kalmaz. Eğer demokrasi olursa ve herkes irade sahibi olursa ve aynı zamanda despot bir rejim olursa zaten anlaşamazlar. Ancak medyada bu tür asılsız bilgileri dolaşıma sokanlar aslında yenilgilerini gizlemek istiyorlar. Bundan başka bir anlamı yoktur.
Kürtler dışında Arap, Süryani ve Asurilerden bahsettiniz. Yine bazı medya organları 3-4 haftadan beri “YPG’nin Arap ve Türkmenlere karşı etnik bir savaş yürüttüğüne” dair yayınlar yapmakta. Hem Suriye muhalefeti, hem de Türkiye’de bu yönlü iddialar dile getirilmekte?
Aldar Xelil : Esas olarak bu propagandanın öncülüğünü yapan Türk hükümetiydi. Onlar böyle bir şeyi öne çıkarmak istediler. Çünkü elde edilen kazanımlara özellikle de Girêspî’deki zafere tahammül edemediler. Onlar, gözlerinin önünde IŞİD’in belinin kırıldığını görmek istemediler ve buna tahammül edemediler. Onlar, her zaman IŞİD’in yenilmez bir güç olduğunu ve hiçbir gücün IŞİD karşısında duramadığı bir güç olarak duyurmak istediler. Fakat ne zaman YPG’nin çok sayıda zafer kazandığını gördüler işte o zaman çaresiz kaldılar ve yüzlerini artık aslı astarı olmayan iddialara çevirdiler. Çünkü YPG, Suriyedeki yaşayan tüm milletlerin temsiliyetini savunmaktadır ve hiçbir zaman teröre karşı direnen bir gücün başka bir milleti yok etmesi mümkün değildir.
Özetlersek, onlar savaş esnasında meydana gelen bomba ve patlamalar nedeniyle 1-2 günlüğüne evlerinden çıkan insanları sanki bilinçli olarak özellikle Araplara karşı özel bir uygulama yapılıyormuş gibi bunu kullanmak istediler. Fakat Kobanî’de soykırım seviyesine ulaşan bir katliam olduğunda ve Kobanî’de birkaç günlük bir hareketlenme yaşandığında o zaman kimse “Kürtler yok ediliyor” demedi. IŞİD, özellikle şehre gece ve gizli bir şekilde girerek yönünü sivil ailelere çevirdi. O zaman “Askeri savaş içinde siviller bombalanıyor” demediler. Özellikle sabaha karşı evlerinde uyuyan sivilleri hedef aldılar. Bunu görmezden geldiler fakat savaş esnasında IŞİD’e karşı korunmak için bazı köyler savaş bitinceye kadar mecburen boşaltıldığında bunu gündeme koydular. Kendilerini muhalefet olarak adlandıran ve merkezleri İstanbul ile Türkiye’nin diğer şehirlerinde olan bu kişiler bu tür asılsız iddiaları Türklerin talimatıyla ortaya atmaktadırlar. Şehitlerimiz arasında Araplar da var Süryani ve Asuriler de vardır ve bu halklar YPG içinde de vardır. Biz herkes için demokratik bir yaşamın mücadelesini veriyoruz. Kaldı ki YPG’nin gidip başkalarını yok etme gibi bir amacı da olamaz.
***
Söyleşiyi Türkçe’ye çeviren @zirmezirm ‘a teşekkürler
No comments