Breaking News

Grässlin: Kürtlere silah yerine IŞİD’in kaynaklarını kurutun

Bugün Alman Federal Meclisi’nde yapılacak özel oturum öncesi ANF’ye konuşan silahlanma uzmanı yazar Jürgen Grässlin “Almanya Kürtlere silah yardımı yapacağına IŞİD’in kaynaklarını kurutsun” çağrısı yaptı. Aachen Barış Ödülü sahibi Grässlin “Kürdistan’daki kirli savaşa verilen silahlar Almanya’nın tarihinde kara bir sayfadır” dedi.

Bugün 1. Dünya Savaşı’nın başlamasının 100. yıldönümü ve aynı zamanda dünya barış günü. Tarihin bir ironisi midir bilinmez ama 1. Dünya Savaş’ına neden olan ve hatta en fazla zarar gören ülkelerin başında gelen Almanya Federal Meclisi böylesi tarihi bir günde IŞİD’in saldırılarını ve Güney Kürdistan yönetimine yapılacak silah desteğini görüşmek için toplanıyor.
Almanya’nın prestijli ödüllerinden Aachen Barış Ödülü sahibi, gazeteci-yazar ve silahlanma uzmanı Jürgen Grässlin ise bölgeye yeni silahların gönderilmesine karşı çıkan isimlerden. Geçtiğimiz yıl yayınlanan "Silah ticaretinin kara kitabı: Almanya savaşlardan nasıl kazanıyor?" adlı kitabının yazarı olan Grässlin öncelikle IŞİD’in kaynaklarının kurutulması gerektiğine dikkat çekiyor.
Özellikle Alman Heckler & Koch firmasının ürettiği G3 ile G36 tipi silahların dünya çapında nasıl bir ölüm makinesine dönüştüğünü yazan Grässlin’in kitabında kirli silah ticaretine karışan Alman siyasetçilerin portrelerine de yer veriyor. Birçok kez Kürdistan’a da giden ve orada araştırmalar yapan Alman araştırmacı ve insan hakları savunucusu Jürgen Grässlin’e IŞİD’in silahların ve Almanya’nın yapacaklarını sorduk.
‘BÖLGE AĞZINA KADAR SİLAHLA DOLUDUR’
- IŞİD’in bölgede bu kadar hızlı bir güç olması sizi şaşırtı mı?
Hayır şaşırmadım. Çünkü IŞİD arkasına bölgedeki üç güçlü ülkeyi almış durumda. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye Suriye rejimiyle mücadele etmesi için IŞİD’e her türlü desteği verdiler. Zaten Musul’u aldık sonra ABD’nin Irak’taki en önemli ikinci silah deposunu ele geçirdiler. Ellerinde şu anda dünyanın en modern silahları var. Batılı ülkeler de bu terörist örgüte zamanında çok göz yumdu.
- IŞİD’in Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan tarafından desteklendiğine dair elinizde belge veya deliller var mı?
Bunu belgelememiz şimdilik imkansız. Öncelikli olarak bu üç ülkede çalışan gazeteciler-muhabirler bunu sıkça dile getiriyorlar, bu konuda sayısız haberlere imza attılar. Katar ve Suudi Arabistan’ın IŞİD’e para yardımı yaptığı, Türkiye’nin de her türlü lojistik desteği verdiği herkesçe biliniyor. Üstelik bu üç ülke de bunun aksini ispatlamış değiller. Yani dünya kamuoyunun önüne çıkıp belgeleriyle “Hayır biz IŞİD’i desteklemiyoruz, üstelik onlara mücadele ediyoruz” demediler.
IŞİD’İN ELİNDEKİ SİLAHLAR NEREDEN GELİYOR?
- IŞİD çetelerinin elindeki silahların yapısına ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
Görüntüler gördüğümüz kadarıyla IŞİD’çilerin elinde şu anda dünyada kullanılan en modern silahlar var. Deyim yerindeyse IŞİD ağzına kadar silaha boğulmuş durumda. Zaten bölge, yani Suriye-Irak üçgeninde sağlık ve eğitim malzemeleri gibi en temel insan ihtiyaçlar yerine her çeşit silahı bulmak mümkün. Eğer bir dünya haritasında en fazla silahın olduğu bölgeleri boyarsak karşımıza şu 5 ülke çıkacak; Somali, Sudan, Afganistan, Suriye ve Irak. Yani bu sözüne ettiğim ülkeler dünya haritasında silahlanmanın kırmızı bölgeleridir.
- IŞİD’in Güney Kürdistan’daki son saldırı ve katliamları karşısında Almanya’nın tavrını nasıl buluyorsunuz?
Almanya Êzîdî Kürtlere yapılan saldırılar için soykırım dedi. Fakat diğer taraftan Almanya az önce IŞİD’e destek veren ülkeler sıralamasında saydığım üç olağan şüpheli ülkenin de en iyi partneridir. Suudi Arabistan’daki silah depoları Alman yapımı silahlarla doludur. En ilginç nokta ise şu anda ‘IŞİD’e karşı Kürtleri koruyalım’ diyen Dışişleri Bakanı Steinmeier 2008’de yine dışişleri bakanıyken Suudi Arabistan’a Heckler & Koch firmasının G3 ve G36 silahlarını üretmesi için lisans hakkı verildi.
Arabistan 2010’da itibaren bu silahları istediği şekilde üretip istediğine veriyor. Heckler & Koch firması dünya çapında işler suçlar ve kirli savaşlarda payı en fazla olan silah üreticisidir. Son yıllarda Suudi Arabistan ordusu ve polisi baştan aşağıya kadar Alman silahlarıyla donatıldı. Almanya dünyanın hiçbir ülkesiyle yapmadığı kadar Arabistan ile silah dostluğunu ilerletti. Almanya hem IŞİD’in saldırılarına soykırım diyor, hem de IŞİD’in arkasındaki ülkeyi de silaha boğuyor.
- Sizce IŞİD Irak’ta nasıl bu kadar güçlendi?
Bence burada da batılı ülkelerin önemli bir payı var. Batının desteğini alan Maliki despot oldu, Sünniler arka plana atıldı. Zamanında Irak’ta bütün halklar ve mezheplerle demokratik ve stabil bir yönetim oluşturulsaydı, şüphesiz IŞİD de bu kadar güçlenmezdi.
- Peki batı ve özellikle de Almanya IŞİD’le mücadelede ve bölgedeki trajediye müdahalede nasıl bir yol haritasına sahip olmalı?
Öncelikle Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’ye IŞİD’e verilen desteğin kesilmesi için baskı yapmalı. Burada en önemli rol Almanya’ya düşüyor. Çünkü az önce dediğim gibi bu üç ülkeyle en iyi ilişkilere sahip olan ülke Almanya’dır. Bölgeye yeni silahlar gönderileceğine insani yardımlar artırılmalı. Ayrıca yerin-yurdundan olanlara kapılar açılmalı. Almanya yeni mültecileri kabul edebilir, bu konuda yeteri kadar olanaklar vardır.
“KÜRDİSTAN’DAKİ KİRLİ SAVAŞA DESTEK KARA BİR SAYFADIR”
- Kürt güçlerine silah yardımına da karşı çıkıyorsunuz? Peki Kürtler nasıl IŞİD’in saldırılarından korunacak?
Evet, şu anda Almanya’nın gündemine olan Kürt güçlerine silah desteği konusunda tavrım nettir. Silah gönderilmesine karşıyım. Belki güçlü bir silah desteği IŞİD’i durduracaktır. Fakat başka ülkelerde edindiğim tecrübeler gösterdi ki silahlar çok rahat el değiştirebiliyor. Bugün ‘iyi’ dediğiniz birisi ‘kötü’ olabiliyor, ya da iyi birisinin elinde olan silahlar yarın kötü birisinin eline geçebiliyor.
Örneğin birkaç ay öncesine kadar Suriye’de muhalifler ve IŞİD iyiydi, Esat rejimi kötüydü, şimdi onlar kötü oldu, Şam rejimi iyi oldu. Ya da batıya göre Suriye’de IŞİD iyiydi, Irak’taki IŞİD ise kötü oldu. Yani kimin iyi, kimin kötü olduğu göreceli bir durumdur. Bu tabloda yeni silahlar göndermek ateşe benzin dökmek anlamına gelir. Sonuna kadar insani yardım yapılmalı, bölge stabilize edilmeli.
- Alman silahlarının Kürdistan’daki suçlarına ilişkin de önemli araştırmalarınız var. Sizce bu destek Almanya’nın tarihinde nasıl bir yer alıyor?
Alman silahlarıyla Kürdistan’da işlenen suçlar, katliamlar Almanya’nın tarihinde kara bir sayfa gibi duruyor. Saddam’ın Halepçe’ye attığı kimyasal silahlar Alman teknolojisiyle üretildi. Diğer yandan 1984-1999 yılları arasında Türk ordusu ve PKK arasındaki savaşta Almanya Türk devletine her türlü desteği verdi. Birçok kez Diyarbakır’a gittim, orada savaş mağdurlarıyla görüştüm. Kürt köyleri Alman silahlarıyla yakıldı, Kürt siviller o silahlarla öldürüldü. Almanya’nın bu konuya hala tartışmaması ve açığa çıkarmaması bir utançtır.
JÜRGEN GRÄSSLİN KİMDİR?
1957 yılında Almanya’nın Lörrach kentinde dünyaya gelen Jürgen Grässlin yüksek okul eğitimini tamamladıktan sonra 1983 yılında Heckler & Koch (H&K) firmasının silah üretimine son vermesi için çalışmaya başladı. 1992 yılında Freiburg’da Silahlanma Bürosu’nun kurucuları arasında yer alan Grässlin bu tarihten itibaren Alman silah üretimi ve satışını arşivlemeye başladı.
1994 yılında “Almanya’dan gelen silah öldürüyor”, 1997’de ise “Ölümün lisansı” adıyla çıkan kitaplarıyla gündeme gelen Grässlin 2003’te aralarında Kürdistan’ın da bulunduğu birçok savaş bölgesinde Alman silahlarıyla yaralanan 220 kişi ile röportaj yaptı ve “Ateş edilirse saklan” adıyla bunları kitaplaştırdı.
2010’da  Heckler & Koch firmasının yasa dışı silah ticaretine ilişkin suç duyurusunda bulundu. 1994 ve 1998 seçimlerinde Yeşiller Partisi adayı olan Jürgen Grässlin, Yeşiller’in Kosova savaşı sırasındaki tavrından dolayı 2010’da bu partiden istifa etti. Grässlin 2009’da Solbach-Freise Vakfı’nın, 1 Eylül 2011’de ise Aachen Barış Ödülü aldı.

No comments