Breaking News

Aldar Xelîl: AKP Rojava’daki demokratik sistemden korkuyor

EKREM BEREKAT
QAMIŞLO – Demokratik Toplum Hareketi (TEV DEM) Koordinasyon üyesi Aldar Xelil, Girê Spî’nin özgürleştirilmesiyel DAIŞ çetelerinin belinin kırılarak Türkiye’nin tüm planlarının boşa çıkarıldığını belirtti. Bunun sonucunda Rojava’daki Demokratik sistemin Demokratik Suriye’ye model olmasından korkan AKP’nin el yordamıyla Rojava’ya müdahale etmeye hazırlandığını söyledi. Aldar Xelil, ENKS içindeki partilere de halkının yanında mücadele etmeye davet etti.
Demokratik Toplum Hareketi (TEV DEM) Koordinasyon üyesi Aldar Xelil, Türkiye’nin Rojava siyasetini,  Türk iktidarı ve basınının Rojava devrimini karalama çabalarını, DAIŞ çetelerinin Kobani’de sivil halka yönelik geliştirdiği kanlı katlimı ve en son MGK toplantısıyla gündeme gelen Rojava’ya müdahale girişimlerini ANHA’ya değerlendirdi.
Kobani katliamında yaşamını yitirenleri anan, aileleri ve Kürdistan halkına başsağlığı dileğinde bulunan Aldar Xelil, DAIŞ çetelerinin 25 haziran’da Kobani’de kadın, çocuk demeden sivil insanları vahşice katletmesinin insanlık tarihinde örneğine az rastlanır bir katliam olduğunu söyledi ve “özgürlük yolunda direnenler olduğu müddetçe bunun hesabı elbette sorulacaktır” dedi.
Bölgedeki halk deverimlerinin başlangıcından bu yana Türkiye’nin bölgede bir hegemonya savaşını yürütmeye çalıştığını ifade eden Aldar Xelil, şöyle konuştu:
“Türkiye devleti bu amaçla Suriye’ye, Mısır, Yemen ve Libya’ya müdahale etmekte, bölgedeki iktidar savaşının dozunu yükseltmektedir. Türkiye’nin bölgedeki çatışmalara müdahil olması, en bariz şekilde Suriye içindeki olaylara müdahalesinde ortaya çıktı. Bu durum bölgede sorunların büyümesine ve krizin derinleşmesine neden oldu. buna bağlı olarak Baas rejimine karşı savaşın seyri değişti. El-Nusra ve DAIŞ gibi çete yapılanmalarıyla savaşmaktan şimdi kimse Baas rejiminin nasıl yıkılacağından söz etmemekte, bununla birlikte Suriye’deki toplumsal kriz alabildiğine derinleşerek halkın artık “nasıl yaşayabiliriz?” sorunsunu sormaya başladığı bir aşamaya gelindi. Çünkü AKP Suriye devriminin başından beri buraya el atıp karıştırmış, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek Suriye krizinin derinleşerek büyümesine ve her geçen gün ağırlaşan kör şiddete yol açmıştır.
AKP Suriye içinde birçok askeri tabur kurmuş, bunları MİT aracılığıyla sevk ve idare etmiş, yönetmiştir. Aynı amaçla bazı sözde siyasi yapılanmalar da geliştirdi. Sonuçta AKP, Suriye devriminin her alanına elini sokmuştur. Bunun en temel nedeni de kürt halkının Rojava’da hak sahibi olmasını engellemek, özgürlük ve demokrasi yolunda kürtlerin yürüttüğü mücadeleyi bastırmaktı. Tüm mücadelesini ve enerjisini bu ynde harekete geçirdi.
Ancak Türk devletinin Suriye ve Rojava politikası dibe vurunca, Suriye devriminin gerçek temsilcisi olan Kürt halkının kazanımlarına karşı farklı yollara başvurdu ve yeni yöntemlerle kürt ve Rojava karşıtlığını sürdürdü. Türk devleti aslında hiçbir zaman Suriye’de demokratik bir sistemin kurulmasını, kürtlerin Suriye’de demokrasi devriminin öncülüğünü yapmasını kabullenememiş, hazmedememiştir.
AKP kürt halkına karşı düşmanlığını sürdürmektedir. Bu yüzden kendi sınırlarında demokratik bir sistemin kurulmasını kendisi için büyük bir tehlike olarak görmektedir. AKP Suriye içinde de bunun için kürt halkı ve özgürlüğüne karşı bir hamle yürütmektedir. Türkiye’nin yürüttüğü bu savaş, özünde devletçi-iktidarcı zihniyet ile temsilciliğini kürt halkının yaptığı demokrasi zihniyeti arasındaki savaştır.
El Nusra çetesinin Türkiye’ye bağlı olduğu ve türk devletinin tüm kurumlarının bu çete yapısına yardım ettiği herkese âyandır. Ancak Nusra cephesi Suriye’de zayıflayıp gerileyince Türkiye hükümeti, Suriye’nin altyapısını ve Demokratik Özerklik Sistemine dayalı demokratik özgürlük kürt hareketini tasfiye etmek için bu sefer DAIŞ çeteleriyle yakınlaşarak Kürtlere karşıtlık temelinde kendilerine her türlü yardımı yapmaktan geri durmadı.
DAIŞ çeteleri AKP hükümetinden çok faydalandı, sınır kapısından da çokjk büyük miktarda yardımları da direkt aldı.
DAIŞ çeteerine karşı mücadelede en etkili gücün YPG/YPJ olduğu herkes tarafından görülmeye başlayınca, desteğini Türkiye’den alan çeteler Rojava bölgelerine karşı en barbar saldırılarına başladı ve aralıksız sivil savunmasız insanları hedef aldı. Tüm bu barbar saldırıları da kırılınca, AKP kürt halkına karşı yeni yöntemleri devreye koydu. Böylece basın üzerinden siyasi ve toplumsal alanda kürt halkına karşı eni bir hamle başlattı.”
(Aldar Xelil’le yapılan röportajın tamamı- yarın) 

No comments