Çeteler Kobani’ye nasıl girdi?
NEHÎR PALE
KOBANİ – İnsanlıktan nasibini almamış vahşi çeteler, Özgür Suriye Ordusu bayraklarıyla onların üniformalarını giyerek Kobani’de büyük bir katliam gerçekleştirdiler.
DAIŞ çeteleri 25 Haziran saat 04.00’da Berxbotan köyünden, kuzeyde Türkiye tarafından merkeze ve Kobani’nin güney bölgesinde, yani üç ayrı bölgede saat 05.00’da katliam saldırısına başladılar.
Alınan bilgilere göre; Kobani’nin güneyinden 6’dan fazla çete aracı, Kobani’nin 25 km uzağındaki Arap köyü Sepeta’dan Berxbotan’a yüz metre mesafedeki Sêvê köyüne (3km Sepata köyünden uzaktır) geçiyorlar.
Berxbotan köyü uykudayken saat 04.00’da çeteler köyün bir ucundan hançerler ve silahlarla halkın içine giriyor; kadın, çocuk, yaşlı herkese ateş açıyor, bazı insanların da ellerini bağlayarak kafalarını kesiyorlar.
Köylüler Direniyor
Çetelerin gelişini fark eden bazı aileler çocuk ve kadınları araçlara bindirerek köyden çıkartıyorlar. Erkekler köyde kalarak çetelerle savaşıyorlar. Çeteler köyden çıkan arakçlara ateş açıyorlar. Bu nedenle çaresiz kalan halk yürüyerek diğer köylere gitmeye çalışıyorlar.
Çeteler ve köyde kalan erkekler arasında savaş devam ederken YPG köye ulaşarak köydeki çeteleri öldürüyorlar.
Köy çetelerden özgürleştirildikten sonra yaralılar kentin hastahanesine kaldırılıyor.
Bu Kez Kentin Merkezine saldırıyorlar
Berxbotan köyünde çetelerin katliyamı ve savaş sürerken, çeteler 6 araçla kentin merkezine doğru ilerliyor. Çetelerin aracında Doçka, büyük cihaz (Telsiz) ve büyük miktarda cephane var. Araçlarının üzerinde Siwar El- Reqa bayrağı ve üzerlerinde de Özgür Suriye Ordusu’nun üniformaları var. Bu şekilde kontrol noktalarından geçiyorlar. Siwar El-Reqa adı altında Halep yolunu tutarak ardından kent merkezine doğru harekete geçiyorlar.
Saat 05.00’de bir gurup güneyden, 3 araçtan oluşan bir gurup da köprü üzerindeki Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisin’nin (TMO) Bugday deposundan Kobani’nin doğusuna Kani Kurdan tarafina geliyorlar.
Mermilerin patlamasıyla Kobani Sınır kapısında bomba yüklü bir aracı patlatıyorlar. Çete gurubu Botan mahallesinin Batısına, Botan doğusuna, Kaniya Kurdan, Qada Azadi, Şehit Mora Mahallesi, 48. Mahallelere girerek buradan kobaniye dağılıyorlar.
Gördükleri Herkese Ateş Açtılar
Çete gurupları bu bölgelere yerleştikten sonra saat 05.00’de vahşi saldırılarına başlıyorlar. Mermi seslerini duyan halk merak ederek dışarı çıkıyorlar. Halktan bazıları YPG güçlerinin yeni alanlar özgürleştirkiklerini, kutlama olduğunu düşünüyorlar. Dışarı çıktıklarında bazı YPG elbisesi giymiş insanlar onlara silahlarla ateş açıyor.
Ateş açılması üzerine bazı insanlar hızla kendilerini evlerine atıyorlar. Fakat bir çok insan bu mermilerden kurtulamıyor, bazıları yaşamını yitiriyor bazıları da yaralanıyor. Yaralıları kurtarmak isteyenleri de çeteler tekrar tarıyorlar.
Evlere girdiler
Çetelerin barbarlığı sokaklarla sınırlı kalmıyor. Sokaklardan sonra, evlere yönelip namertliklerine devam ediyorlar. Oda oda evlerde kimler varsa onlan peşinden gidip şehit düşürüyorlar. Nerede bir insan karşılarında çıksa ateş açtılar.
Birçok kişiyi rehin aldılar
Çeteler katliam girişimlerinde “ Allah-u Ekber” diyerek bağırıyorlardı. Halkta onların çete olduklarını fark ettiler. Katliamlardan sonra çeteler bu kez birçok aileyi rehin aldılar. Aile üyelerinin kimseyle irtibata girmemesi için barbar çeteler ailelerin ellerinde telefonlarını topladı. Kadın ve erkekleri birbirinden ayırarak, bazı çeteler stratejik ev Sanewî ya Benîn okuluna konuşlanırlar. Buralarda suikastçılarını, RBG kullana üyelerini ve kendileri ile birlikte getirdikleri bombalarını kullanmak için konuşlandırmışlar. Kentten çıkma isteyen ve Helincê köyüne doğru yola koyulan kişilere barbar çeteler ateş açarak şehit düşürüyorlardı.
Birçok çocuk, genç, kadın ve yaşlı şehit barbar çetelerin vahşiliği, barbarlığı sonucu şehit düşerken, sokakta yaralı olarak yatanların yardım taleplerine karşılık kimse gidip kurtaramıyor ve şehit düşüyorlardı. Çoluk çocuk herkes katliamın canlı tanığı ve herkes bu korku dolu anları birer kabus olarak görmeyi ve bir an önce bu uykudan uyanma telaşında zaman yarışına girmişti.
Kobanê’nin durumu saatler içinde barbar çetelerin eskiden saldırdıkları zamana geri dönüyor. Silah sesleri her taraftan geliyordu. Aralıksız bir şekilde şehit ve yaralılar hastaneye getirildi. Anaların haykırışı hastaneden yükseldi. Sokaklardaki insanların ellerinde silahları ancak kimse ne yaşanıyor bilmiyor.
Çetelerin etrafı sarıldı
Barbar çetelerin saldırıları ile birlikte YPG/YPJ güçleri müdahale etmeye başladı ve çatışmalar kette başladı. Çatışmalar aralıksız bir şekilde YPG/YPJ güçleri ile çeteler arasında yaşandı. YPG güçlerinden bir kısım direnişçi çetelerin bulundukları noktaları diğer direnişçiler ise sokaklardaki operasyonlarını yürüttü.
Öğleden sonra YPG güçleri imkan bularak, halkın yerde yatan cenazelerini kaldırarak hastaneye götürüldü. O akşam kimsenin gözüne uyku girmedi, mermi sesleri ile oturmaya başladılar.
Halkın öfkesi daha da arttı
Saldırının ikinci gününde halk silahları ellerinde, evlerinin önüne çıkmış ama henüz ilk şoku atlatamamış, çatışmaları izliyorlardı. Birbirlerine yardımcı olan aileler evlerden cenazeleri çıkarmaya başladı. Babalar kendi elleriyle eşlerinin ve çocuklarının kanlar içindeki cesetlerini kaldırıp battaniyelere sardılar, ardından hastaneye götürdüler. Boğazları düğümlenmiş, ağlamaklı gözlerinden yaşlar gelmiyordu. Çocukalrı, akrabaları katledilen kadınlar sokaklarda oturmuş ağıtlar yakıyordu. Herkes birşeyler söylüyor, saldırıyı yorumluyordu. Yürekleri yanıyor ama ama ona ragmen “DAIŞ ve Türkiye ne denli şiddetli saldırsa da topraklarımızı terk etmeyeceğiz” diyorlardı.
Rehineler kurtarıldı
YPG operasyonun sonucunda çetelerin esir aldığı ve kalkan olarak kullandığı 80 sivil kurtarıldı. Kurtarılan yurttaşların halen DAIŞ çetelerinin vahşetinin etkisinden kurtulamamış oldukları ve kurtulduklarına inanamadıkları gözleniyordu.
Her geçen şehîd ve yaralıların sayısı artıyordu. Şehit Aileleri Kurumu ise halkın cenazelerini, tarihi direnişte yaşamını yitiren sivillerin defnedildiği kentin batısındaki mezarlığa taşıyarak toprağa veriyordu. Halk tüm bu hareketlilik içinde sokaklarda savunmasını da aksatmadan yapıyordu.
Üçüncü günde tüm noktalardaki çeteler öldürüldü ve kent çetelerden temizlendi. Halk artık evinden biraz da olsa uzaklaşma cesareti bulmuş, dükkanlar açılmaya başlamış, günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için hareketlenme başlamıştı.
Çete cenazeleri halen kentin sokaklarında duruyor. Gençler gidip bu cenazelere bakıp bakıp duruyor. Yüreği dağlanmış analar bu cenazelerin yanından geçerken öfkesinden çetelere ve arkasındaki güçlere lanetler yağdırıp suratlarına tükürüyor.
Saldırı sırasında çevre köylere giden, kent içine dağılan veya Miştenur Kampı’na giden aileler halen evlerine dönmüş değiller. Kobani sokaklarında halen çete vahşetinin ve şiddetli çatışmaların izleri canlı duruyor.
(rb/ad/aç)
ANHA
No comments