İspanyol Hispan TV Kobané belgeseli yayınladı
MAHİR YILMAZKAYA
MADRİD – İspanyol televizyon kanalı Hispan TV, geçtiğimiz cumartesi günü “Kobané: Volver y Empezar” (Kobané: Dönmek ve Başlamak) adıyla bir belgesel yayınladı. Belgesel, Kobani zaferinin ikinci günü halkın duygu düşünce ve hayalerini, umudunu konu alıyor.
Yayın hayatına Aralık 2011 ‘de başlayan, birçok dilde yayın yapan ancak daha çok İspanya ve Latin Amerika ülkelerine hitap eden Hispan TV, geçtiğimiz cumartesi günü “Kobané: Volver y Empezar” (Kobané: Dönmek ve Başlamak) adıyla bir belgesel yayınladı.
İspanyol El Mundo, Katalan Ara Catalan gazeteleri için çalışan ve aynı zamanda HispanTV için haber ve yorum yapan gazeteci Lluís Miquel Hurtado, “Belgesel bir bütün olarak karanlık geçmişten aydınlık geleceğe devam eden bir yolculuktur. Bu belgesel, herşeyden önce ve en önemlisi bir umudu anlatıyor” diyor.
“Belgesel çekimleri yaptığımız sırada DAIŞ bulunduğumuz bir üsse baskın düzenledi ve hepimiz neredeyse esir düşecektik” diyen belgesel yapımcısı gazeteci Lluís Miquel Hurtado ile mini bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sayın Lluís Miquel, öncelikle size biraz tanımak istiyoruz…
Ben Katalonya’da Barselona’ya yakın olan Tarragona kentinde dünyaya geldim. Gençlik yıllarımdan beri gerek radyo gerekse sosyal medyada aktif bir şekilde çalışıyorum. Gazetecilik eğitimine Tarragona ‘da başladım fakat eğitimimi Madrid ‘de tamamladım. Madrid ‘de 15 M ” İndignados (Öfkeliler) ” hareketiyle ilgili haberler yapan bir gazeteci olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra, Ortadoğu ‘ya yakın çalışabilmek için İstanbul ‘a taşınmaya karar verdim. Ve 2012 yılından beri de İstanbul ‘da yaşıyorum.
Serbest gazeteci olarak İspanya ‘nın El Mundo, Katalonya ‘nın Ara Catalan gazeteleri için çalışıyorum. Ve aynı zamanda Hispan TV haber kanalı için haber ve yorum yapıyorum. İnsanlarla uzlaşmayı ve gerektiren ve bir etik anlayış çerçevesinde sürdürülen gazeteciliği seviyorum. Bugüne kadar bir çok yerde çalıştım. Türkiye, Kürdistan, Suriye ve Irak’ta. Halep, Şengal, Kobané ve Tıl Temir’de çalıştım.
Rojava devrimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yeni olan ile insanlar arasında bir aktarım kemeri rolü oynayan bir gazeteci olarak her hangi bir politik konu ile ilgili kişisel görüş belirtmiyorum. Bir Avrupalı olarak bölgedeki insanların batı politikaları nedeniyle acı çektiği için ülkemi suçluyorum. Günümüzde Irak ve Suriye ‘de yaşanan kaos ve Kürt halkının kendi hakları için mücadele vermesi, dekolonizasyon sürecinin bir çok sorunun çözümünü yarım bıraktığını, bazılarını tamamen çözümsüz bıraktığını göstermektedir.
Rojava’yı ne zamandan beri takip ediyorsunuz?
2013 yılında Kandil dağlarında Sayın Cemil Bayık ile bir röportaj yaptım. Bu röportaj bölgede neler olup bittiğini anlamama çok yardımcı oldu. DAIŞ kuşatması esnasında Pirsus (Suruç) bölgesine 6 kez gittim fakat Kobané ‘ye geçmeme izin verilmedi. Kobané ‘ye ancak kentin özgürleşmesinden sonra gidebildim. Kobané ile ilgili bir çok haber yaptıktan sonra Qamışlo, Amûdé, Tıl Temir, Tıl Hemis ve Şengal ‘e de gittim.
Kobané ile ilgili bir belgesel yaptınız. Bu belgeseli nasıl hazırladınız?
Elimizde birer kamera olduğu halde arkadaşım Richardo Garcia Vilanova ile birlikte Kobané ‘nin özgürleşmesinden bir gün sonra kente gittik. Oraya gider gitmez yapmaya çalıştığımız ilk iş kentin özgürleştirilmesi için savaşmış savaşçılar ile görüşmek oldu. Ardından yaptığımız şey çok zorlu koşullara karşı hayatta kalma mücadelesi vermiş sivillerle görüşmek oldu.
Bir hafta boyunca Kobané ‘de kaldık. Ve belgeselde gösterilen yerleri gezdik. Bir çok video görüntüsü aldık. Aynı zamanda El Mundo gazetesi için de yazılı ve fotoğraflı yazılar yazdık. Belgeselin bir kısmı da Pirsus (Suruç) ‘ta çekildi. Biz büyük şirketlerden maaş almayan serbest gazetecileriz. Dolayısıyla sınırlı kaynağımız var. Çekimlerden sonra Afrin ‘li Azad Ekkas ve Barselona ‘da yaşayan ve Qamişlo ‘lu bir Kürt olan Amina Hussein, tercümede bize yardımcı oldu. Ben ve arkadaşım Ricardo da video ve yazı baskısını gerçekleştirdik.
Bize bu belgeselin içeriğine ilişkin biraz bilgi verebilir misiniz?
Bu belgesel, Kobané ‘lilerin belgeselin başlığında da olduğu gibi tekrar kente dönüp sıfırdan başlaması gerektiği üzerine odaklanıyor. Biz, Kobané ‘ye zafer gününün hemen ardından girdik. Yani zaferin ikinci günü girdik. Belgesel de Kobané halkına geçmişi, mevcut durumu ve gelecek ilgili sorular sorduk. Duygularını, düşüncelerini, hayallerini ve umutlarını sorduk. DAIŞ kuşatması sırasında ne kaybettiklerini, şimdi ne istediklerini ve gelecekten ne beklediklerini sorduk. Belgesel bir bütün olarak karanlık geçmişten aydınlık geleceğe devam eden bir yolculuktur. Bu belgesel, herşeyden önce ve en önemlisi bir umudu anlatıyor.
Kobané belgeseli ile İspanyol halkına ve diğer halklara ne masaj vermek istediniz?
İnsanların, kendi gerçekliklerinden uzak fakat bağ kurması kolay olan gerçekleri anlamasına yardımcı olmak istiyoruz. Bayrakların, politikaların ve sloganların arkasında benim ve sizin gibi sıradan insanların olduğunu vurgulamak istiyoruz. Mücadele, bizim tarihimizde de süreklilik arz eden bir olgudur. İspanyol ve Katalan halkı dahil olmak üzere bütün halklar bugün Kürt halkının Rojava’da göstermiş olduğu gibi hayatta kalma mücadelesi vermişlerdir.
Dolayısıyla, İspanya ve Katalonya ‘da yaşayan insanlara hala halkı için hayatını feda eden insanların olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bunun farkına varmalarını sağlamak istiyoruz. Bu hiç birimizin unutmaması gereken bir durumdur. Çünkü bugün hala kanının son damlasına kadar umut ve hayalleri için savaşan bir çok insan var.
Rojava devrimini konu alan yeni projeleriniz olacak mı? Belgesel, film vb.
“Kobané: Volver e Empezar” adıyla yayınlanan belgesel çekimlerinden sonra “Infiltrados: Españoles contra la yihad (İspanyollar Cihada Karşı)” adlı bir belgesel daha yaptık. Bu belgesel çekimleri için Tıl Temir ‘de YPG/YPJ ve Habur Savunma Güçleri ile birlikte kaldık. Şengal ‘de HPG/YJA-Star ve MLKP gerillalarıyla günlerce birlikte kaldık. DAIŞ’a karşı savaşan uluslar arası birliklerde yer alan İspanyol savaşçılardan biri olan Paco Arcadio ile röportaj yaptık.
Belgesel çekimleri yaptığımız sırada DAIŞ bulunduğumuz bir üsse baskın düzenledi ve hepimiz neredeyse esir düşecektik. Şükür ki, savunma çok iyiydi ve DAIŞ saldırıları püskürtüldü. Yeni bir proje olacak mı diye sordunuz. Evet; olabilir. Şartlar olgunlaşırsa neden olmasın?
(aç)
ANHA
Post Comment
No comments