Breaking News

DAIŞ ile ateşkes, QSD’ye saldırı

AZİZ KÖYLÜOĞLU
EZAZ – Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Cizîr ve Kobanî bölgelerinden sonra, Halep ve İdlib bölgesinde de ilan edilmesi sonrası alanda hareketlilik arttı. Özellikle Şahba bölgesine bağlı Ezaz’da çetelerin güç yığması ve ağır silahlar yerleştirmesi bu ilanla paralel gelişti. Çeteler bununla yetinmedi, aynı zaman Efrîn Kantonuna gelen bütün yolları kesilerek, Kantona ambargo uygulamak istedi. Halep’ten Efrîn’e gelmek isteyen halka saldırdı ve halk esir alındı. Ehrar El-Şam/Cephet El-Nusra çetelerinin başını çektiği bu grupların ortak noktası ise Türk devletiyle organik bağlarının olmasıdır.
Çetelerin yardım aldığı üç nokta
Suriye’deki çete gruplarının hepsinin bir şekilde Türk devletiyle organik bağları olduğu artık gizlenemez durumda. Şuan çetelerin elinde bulunan Bab El Selam (Azaz-Kilis), Bab El Hewa (Atmê-Cilvegözü) ve DAIŞ’ın denetimindeki Girgamêş (Karkamış-Girgamêş) kapılarından çetelere cephane, lojistik, eleman akışı bu hatlar üzerinden sağlanıyor. Türk devleti Suriye’de kendine alan açma siyasetini bu kapılardan çetelere destek verereksağlıyor.
Çetelere silah, Türklere petrol
MİT TIR’larıyla bilinenin ifşa olduğu silah akışı, iki koldan yürüyor. Silah akışının en önemli olduğu çete grubu Ehrar El-Şam. Ehrar El-Şam aynı zamanda silah akışının çok tepki çekmeden yapılmasını sağlayan bir grup, El Kaide bağlı bir grup olmasına karşı halen terör örgütü olarak kabul edilmiyor. Ehrar El-Şam üzerinden aktarılan silahlar Cephet El Nusra’ya, Nusra’dan Cundil Aksa grubuna, Cundil Aksa grubundan da DAIŞ aktarılıyor. Suudi ve Katar’ın finanse ettiği silahlar, Türkiye’den bu şekilde transfer edilirken, Türkiye direk DAIŞ’a da silah gönderiyor. Açığa çıkma olasılığı ve uluslararası alanda riskleri fazla olduğundan direk DAIŞ’a silahlar “acil” durumlarda veriliyor. Kobani’de olduğu gibi. Buna karşılık olarak Türkiye’ye sözde “kaçak” yollardan petrol akışı yapılıyor. Petrol akışı çoğunlukla benzin ve mazot olarak yapılırken, zaman zaman ham petrol akışı da oluyor. Bu akış günlük milyon dolarları buluyor.
Sadece savaş rantı değil, ekonomik alanda da rant söz konusu
Türkiye ve çetelerin ilişkileri sadece Suriye rejimini devirmek ve Suriye’de Sünni İslami bir devlet kurmak üzerine gelişmiyor. Aynı zamanda, her iki taraf arasında önemli bir ekonomik rant kapısı oluşmuş durumda. Sınır kapılarından sadece silah değil, petrol ticareti, tarihi eser kaçakçılığı, organ ticareti gibi geniş bir yelpazeyi içeren akış yapılıyor. Çatışmada yaralanan ve Türkiye’deki hastanelerinde ölen birçok kişinin organları, organ mafyası tarafından satılıyor. Tarihi eserler hiçbir kontrolden geçmeden bu çete grupları eliyle Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine taşınıyor.
DAIŞ ile ateşkes, QSD saldırı
QSD’ye Halep ve İdlib’te birçok grubun katılmasından sonra bölgede dengeler değişmeye başladı. Bunun en büyük nedeni Türkiye-Katar-Suudi dışında Suriye’de muhalif grupların bir araya gelmesi ve birleşmeleriydi. QSD’nin en büyük özelliği ise içinde hem Kürt, hem Arap hem de Türkmen gruplardan oluşması, bölgenin demografik yapısına uygun bir olması, Türkiye’yi ciddi bir biçimde paniğe koydu. Bu panikle olsa gerek, kendisine bağlı Cephet El Nusra/Ahrar Şam çetelerini QSD güçlerinin konumlandıkları Azaz’ın Şewarqa ve Kıştıar köylerindeki mevzilerine saldırttı. Bu saldırılara karşı, Ceyş Suwar yani Devrimciler Ordusu öncülüğündeki QSD güçleri bu saldırılara şiddetli karşılık verdi ve çetelerin saldırılarını püskürttü. Bu saldırılar aynı zaman Ahrar Şam, Cephet El Nusra, Cundil Aksa ve DAIŞ arasındaki ateşkesin sürdüğü bir zamanda geldi.
Çetelerin QSD saldırıları Türk devletinin talimatıyla oldu
Birçok kaynak Cephet El Nusra ve Ehrar El-Şam saldırıları öncesinde Bab El Selam kapısından çok sayıda çetenin ve cephanenin bölgeye aktarıldığı ve çetelerin QSD güçlerine saldırısından bir hafta önce hazırlık içinde olduklarını doğruluyor. Ezaz’da kendi çeteleri dışında bir güç istemeyen Türk devleti, QSD’nin bölgede etkinlik kurmasını ve halk nezdinde kabul görmesini engellemek için Ehrar El-Şam ve Cephet El Nusra çetelerini harekete geçirdi. Onlarca araç ve binden fazla çeteyi Bab El Selam sınır kapısından Ezaz’a geçiren, Türk devleti, yoğun propagandayla Kürt ve Arap hassasiyeti oluşturmak istedi. Fakat tüm bu çabalar QSD güçlerinin Kürt, Arap ve Türkmenlerden oluşmasından kaynaklı boşa çıktı.
Ne olabilir?
QSD güçleri şuan stratejik Ezaz-Halep ana yolunun bir bölümünü denetimi altına almış durumda. Bu durum çetelere önemli bir darbe anlamını taşıyor. Fakat çetelerin bu durumu sindirmesi zor. Saldırılarını artırabilir ve tekrardan yolun denetimini sağlamak isteyebilirler. Bu da çatışmaların daha geniş bir alana yayılmasını beraberinde getirebilir. Rusya’nın, QSD güçlerine yardım ediyor yalanını da buna eklersek, çatışmalar daha da derinleşebilir.
(ad)

No comments