Gerillalar Bare’de büyük bir operasyon yaptı
ŞENGAL- alanında büyük bir operasyon gerçekleştirdi. Birçok çetenin öldürüldüğü operasyonda gerilla güçleri çetelerden birçok askeri malzeme ile cephane kaldırdı. ANF olarak, birkaç saat sonra operasyonun yaşandığı Bare alanına ulaşarak yaşananlara tanıklık ettik.
GERİLLANIN YÜZÜNDEN OKUNAN GÜZEL HABERLER
Sabahın erken saatleriydi. Güne Şengal’de başladık. Soğuyan havaya aldırış etmeden kahvaltıya yaptıktan sonra Ezidi gerilla Çiya ile gerillanın operasyon yaptığı Bare köyüne doğru yola çıktık. Yolumuz uzun, bir o kadar da heyecanlıydı. Çetelerin tuttukları Xanesor köyünün karşısından Bare'ye doğru arazi bir yoldan ilerledik. Uzun bir sürenin ardından gerilla güçleri ile bir grup köylünün tuttuğu Cefriye köyüne ulaştık. Yol üstünde bizi karşılayan gerillaların yüzlerinden güzel bir haber aldıkları anlaşılıyordu. Çiya'nın “rojbaş, çı heye” diye sorması üzerine, gerillalardan, Bare köyünde arkadaşlarının büyük bir operasyon gerçekleştirdiği yanıtını aldık. Heyecanlı ve mutlu Çiya ile arabaya binerek Bare yoluna devam ettik.
Köyün yakınlarına vardığımızda karşımızda yeşil bir alan ile karşılaştık. Şengal gibi alanda böylesine bir yeşil alan bizi şaşırttı. Köye girdiğimizde bizi karşılayan bir dere de vardı. Bare sanki Şengal’den farklı bir yerdi. Çünkü o kadar yeşillik ve bir de derenin olması bu köyün Şengal’e ait olmadığını gösteriyordu. Biz derenin kenarında aracını durduran Çiya ile el ve yüzümüzü yıkarken, bir grup gerillanın yanımıza geldiğini fark ettik. “Dembaş” diyerek selam verdiler ve bizi bir eve davet ettiler. Hep beraber eve ulaştık. Gerillalar dağda da olsa köyde de, vazgeçmedikleri o muhteşem kara çaydanlarından yaptıkları çaydan ikram ettiler. Çayımızı yudumlarken dün gecenin yorgunluğu üzerinde olan gerillalara Çiya “deste we sağbe” dedi. Teşekkür eden gerillalardan, dün gece yaşananları anlatmalarını istedik. Sanki yeniden yaşıyor gibi anlattılar:
'5 DAKİKADA TEPEYİ İMHA ETTİK; ÇETELER KAÇTI'
“Sabaha karşı 04.00'te 3 saldırı ve 2 savunma grubu olarak Bare köyüne ve çevresindeki tepelere bir operasyon gerçekleştirdik. Bir grubumuz bir tepeyi, diğer grubumuz diğer tepeyi ve bir grup da köyü hedefledi. Hepimiz yerimizi zamanında aldık. Eylemin başlaması ile beraber köyün sağ tarafındaki tepede arkadaşlarımız 5 dakikada tepeyi imha ettiler ve çeteler askeri malzemelerini bırakıp kaçmaya başladılar. Köye giren grubumuz da şu an bulunduğumuz evdeki çeteleri vurmaya başladılar. Onlar da bir iki sefer BKC ile arkadaşlarımıza ateş açtılar. Ama arkadaşlarımız yoğun bir şekilde vurmalarına karşın etkisiz kalan çeteler yaralı ve ölülerini alarak kaçmaya başladılar. Ardından köyün sol tarafındaki tepede ise arkadaşlar ile çeteler arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Arkadaşlarımız yoğun bir şekilde köyün bu tepesini vurmaya başladılar. Tepeyi yoğun bir şekilde arkadaşlarımızın vurmasına karşı çeteler tepeyi bırakarak Xanesor köyüne doğru kaçtılar. Ardından iki tepe ile köyün kendisi ve köyün aşağısında bulunan Küçük Bare köyü de arkadaşlarımızın eline geçti. Arkadaşlarımız çetelerden çok sayıda cephane ile askeri malzeme de kaldırdılar.”
'KAYALARI SİPER EDEREK KELEŞLERLE VURDUK...'
Ele geçen malzemeleri görmek istediğimizi söylediğimizde bize eylemi anlatan gerilla Brindar Muş ile tepenin olduğu yere doğru yola koyulduk. Tepeye ulaştığımızda operasyonda yer alan gerillalar bizi karşıladı. Gerillalar ile birlikte mevzileri gezmeye başladık. Bir gün önce insanlık düşmanı DAIŞ çetelerinin elinde olan bu mevziler halen çetelerin izlerini andırıyordu. Dağınık bir mevziiyi toparlamaya çalışan gerillalar da dün gece yaşanan operasyonu şu şekilde anlattı:
"Sabaha karşı 04.00’te şu an bulunduğumuz tepeye 4 kişilik bir ekiple saldırı gerçekleştirdik. İki kişilik iki grup olarak tepeye ulaştık. Tepeye ulaştığımızda 3 çetenin nöbet tuttuğunu gördük. İlk çete doçka mevziisinde nöbet tutuyordu. İkinci çete doçkanın altındaki BKC mevziisinde nöbet tutuyordu. Diğer çete ise manganın ağzında telefonla konuşarak nöbetteydi. Onların sesleri bize geldiğinde ilk olarak mangayı bombalarla hedef aldık. Bomba attığımızda mangada yaralananlar silahlarını bırakarak mangadan kaçtılar. Ölüleri ise elimize geçti. İkinci grup olan BKC mevziisini de diğer grup vurdu. Onlar da birkaç mermi attıktan sonra imha oldular. Arkadaşlarımız BKC’yi de ele geçirdiler. Son grup olan doçka mevziisine de sonradan yöneldik. İlk bombalar ile vurduk. Ardından doçka bize doğru çalıştı. Ancak kayaları kendimize siper ederek elimizdeki keleşlerle çeteyi vurmaya başladık. Çete orada yaralandı ve kaçmaya başladı. Ardından bizler de doçka mevziisinin üzerine giderek doçkayı ele geçirdik. Doçkanın üzerine ulaştığımızda doçkanın üzerinde çete üyelerinin kanlarının olduğunu gördük. Ardından bir arkadaşımız çetenin arkasından gitmeye başladı. Yaralı olduğu için sırtındaki BKC mermileri ile dolu olan çantayı bir kayanın yanına bırakıp kaçtığını gördü. Ardından çeteye doğru birkaç mermi atarak onu da orada imha etti ve mermileri tepeye ulaştırdı."
ELE GEÇEN MALZEMELER
Eylem anılarına tanıklık ettikten sonra yeniden Bare köyüne indik. Halen çetelerin izine rastlanıyordu. Gerillaların yemek yaptıkları mutfağa gittiğimizde çetelerin bıraktığı izler gözler önündeydi. Yemek yapan bir gerilla aynı zamanda çetelerin bıraktığı izleri gösteriyordu. Mutfağın ve evin içine baktığımızda da çetelerin ne kadar vahşi olduklarını görmüş oluyorduk.
Akşam yemeği hazırlandı ve sofraya oturduk. Yemeğin ardından hazır olan, yine kara çaydanlardan bir bardak çay içerken gerillalar ile sohbet etmeye başladık. Ele geçirilen malzemeler hakkında bilgi verdiler:
“Bir adet akrep tipli zırhlı araç, bir adet 12,5’luk doçka silahı ve 4 kutu mermisi, 2 adet BKC silahı 5000 yakın mermisi ile 2 adet zinciri ve bir yedek namlusu, 3 adet kalaşnikof silahı; 105 adet şarjörü ve bine yakın mermisi ile 1 ader B-7 roketatar silahı ve 5 adet roketi, 1 adet BKT silahı, 1 adet tabanca ve şarjörü, 1 adet küçük cihaz, 2 adet raxt, 3 adet dürbün, 12 adet çelik yelek ile birçok askeri ve yaşam malzemeleri."
'MURTIKA' VE DÖNÜŞ...
Geceyi yanlarında geçireceğimizi söyledik. Ardından kadın ve erkeklerden oluşan bir grup gerilla ile bir tepeye doğru yola koyulduk. Ulaştığımızda şiddetli bir fırtına başladı. İkişer ikişer gerillalar nöbet tutmaya başladı. Sabaha doğru yağmurun sesi ve gerillanın selamıyla uyandık. Suyun başında uykumuzu açarken, kahvaltıya geçtik. Gerillanın “murtıka” dediği un, yağ ve tuzdan oluşan bir kahvaltıydı.
İki günümüzü büyük anılarla dolduran Bare köyünden gerilla Çiya ile birlikte ayrılarak, yağmur altında geldiğimiz yere doğru yola çıktık.
BAHOZ AMED
No comments