Breaking News

'Şengal katliamının boyutları henüz bilinmiyor'






















IŞİD çetelerinin Êzidi Kürtlerin yaşadığı Şengal'e saldırması sonrasında canını kurtarmak için Şengal ve çevre köylerden kaçan onbinlerce insan Şengal dağına sığındı. YPG güçleri, Şengal dağına koridor açarak binlerce kişiyi güvenli şekilde Rojava'ya taşıdı. Ancak halen açık arazide ve Şengal dağının değişik bölgelerinde yaşam mücadelesi veren binlerce kişi var.
Şengal'de, Êzidi Kürtlerin ve geçen Haziran ayında Telafer'den kaçarak onlara sığınan Şii Türkmenlerin akıbeti konusunda henüz net bilgiler yok. IŞİD'in saldırısı sonrasında Şengal ilçe merkezi ile çevre köylerden kaçanlar, bulabildikleri araçlarla ilk gece Duhok'a ulaşırken, onbinlercesi ise Şengal dağına ve çöle sığındı. YPG, Rojava üzerinden Güney Kürdistan topraklarına girerek Sinun-Şengal hattı üzerinde güvenlik koridoru açarak binlerce kişiyi Rojava'ya güvenli bölgelere taşıdı. Ancak halen Şengal dağı ve çevresinde haber alınamayan binlerce kişi var.
Şengal'den kaçarak Zaxo üzerinden Türkiye'ye girenlerin geçişleri ise halen devam ediyor. Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye pasaportları olanlar giriş yapıp Silopi, Midyat, Viranşehir, Batman ve İstanbul'a göç ediyorlar.
Şengal'den kaçarak Silopi'ye yerleşen Êzidi aileler, katliamın boyutunun halen bilinmediğini söylediler. ANF'nin görüştüğü aileler, Şengal dağında yaşlı ve çocukların öldüğünü, yüzlerce genç kadının ise IŞİD çeteleri tarafından araçlara bindirilerek Musul ve Telafer'e götürüldüğünü söylediler.
İKİ ÇOCUĞUM GÖZLERİMİN ÖNÜNDE ÖLDÜ
IŞİD'in köylere saldırması haberini almalarıyla birlikte 5 bin nüfusa sahip Şengal'in Digur köyünden eşi ve 6 çocuğuyla birlikte kaçtıklarını belirten Xalıt Çuko (27), iki çocuğunun öldüğünü, 2 sinin ise kayıp olduğunu söyledi. Akşam saatlerinde IŞİD saldırısıyla birlikte eve koşup eşi ve 6 çocuğunu alarak kaçmaya başladıklarını kaydeden Çuko, şöyle konuştu: "Ben, eşim Kamer ve 6 kız çocuğum o anda kaçmaya başladık. Köydekiler herkes kaçıyorlardı. İŞİD köyün dışına kadar gelmiş ve her tarafa ateş açıyorlardı. Diğer köylülerle birlikte hepimiz kaçmaya başladık. Ortalık ana baba günüydü. 1 ve 2 yaşındaki çocuklarım biri benim kucağımda, biri annesinin kucağındaydı. Diğer çocuklarımı taşıyamıyordum. Bir an önce oradan kurtulmak istiyorduk. O kargaşada, çocuklarımdan Selwa (7) ve Xalide (music) ayaklar altında kaldı. Ulaşamadım onlara. Boğularak öldüler, gördüm öldüklerini. Hem kucağımızdaki, hem de diğer iki çocuğumla uğraşıyordum. Sonra diğer kızlarım, Basima (9) ve Besma (10)'yı kaybettik. Birçok çocuk ve yaşlı geride kaldı. Canımızı kurtarmak için Şengal'e tırmandık. 2 kızım öldü, diğer iki kızım ise kayboldu. Bilmiyorum öldülermi, yaşıyorlarmı."
Şengal'de iki gün aç ve susuz kaldıktan sonra kurtarıldıklarını ve Duhok üzerinden Zaxo'ya, oradan da Silopi'ye geldiklerini belirten Xalit Çuko, "Orada yaşanan katliamın boyutu henüz bilinmiyor. Haber alamadığımız için bilemiyoruz. 5 bin kişilik köyden şu an buraya gelen 3 aileyi tanıyorum. Diğerleri nereye gittiler, halen dağdalar mı, yada çöle mi sığınmışlar bilmiyorum" dedi.
KORKMUYORDUK, ANCAK SİLAHIMIZ YOKTU
Şengal'den kaçanlardan Kımır Hüseyin de IŞİD'in saldıracağı yönünde bir gün önce duyum aldıklarını ancak buraya kadar gelebileceklerine ihtimal vermediklerini söyledi. Peşmergelerin ilçede olduğu için kendilerini güvende hissettiklerini kaydeden Hüseyin, "Ancak saldırı olunca herkes canını kurtarma telaşına girdi. Bizde Keleş (kaleşnikof) vardı, mahalle aralarına giren IŞİD ile bir süre çatıştık. Ancak onların elinde Şêrka, Kedife, Doçka ve havan topları vardı. Tek keleş ve 100 mermi ile onlara nasıldayanabiliriz. Havan topları atıyorlardı uzaktan. Mecburen çatışarak kaçtık" dedi.
IŞİD saldırısında Şengal'de bulunan bazı Arapların da onlara yardım ettiğini kaydeden Hüseyin, mahalleleri basan çetelerin yüzlerce genç kadını kamyon ve kamyonetlere bindirerek götürdüklerine tanık olduklarını, bunların daha sonra Musul ve Telafer'e götürüldüklerini duyduğunu söyledi.
ÖLEN ÇOCUK VE YAŞLILARI TAŞLARIN  ALTINA GÖMDÜK
Şengal'in Xanesor köyünden Silopi'ye gelen Êzidilerden Elyas Yusuf da, ilk saldırının kendi köylerinde akşam 21:00 sıralarında yapıldığını söyledi. Köylerine yapılan saldırıdan sonra evlerini terk ederek kaçmaya başladıklarını kaydeden Yusuf, "İlerleyen saatlerde bu kez Şengal merkezine saldırdılar. Ölenler oldu. Bulabildiğimiz araçlarla Duhok'a kaçtık. Geride kalanlara ne oldu bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Şengal'den kaçarken dağa sığındıklarını ve 2 gün boyunca aç ve susuz olarak yürüdüklerini kaydeden Hadi Serdil de, arkalarında gelen 2-3 bin kişinin olduğunu ancak bunlardan haber alamadıklarını söyledi.
Kendi imkanları ile dağdan inip IŞİD'den kaçtıklarını kaydeden Serdil, "Dağda o halde iken ne su vardı, ne de yiyecek. Çocuklar ve yaşlılar susuzluktan öldü. 60 kadar cenazeyi Şengal dağına gömdük. Kazabildiğimiz kadar toprağı kazdık. Ancak her taraf taşlık ve kayalık. Daha sonra taş ve kayalarla cenazelerin üzerlerini örttük. Vahşi hayvanlara yem olmasınlar diye. Biz o felaketten kurtulabildik ama şu anda halen Şengal dağında ve açık arazide kurtarılmayı bekleyen binlerce kişi var" şeklinde konuştu.
SİLOPİ'YE GELENLERİN SAYISI ARTIYOR
Bu arada Şengal ve Şêxan'dan kaçarak Silopi'ye gelen Êzidi ailelerin sayısı da her geçen gün artıyor. İlk gün gelen Êzidiler, Silopi dışında bulunan tek katlı 21 konuttan oluşan afet evlerine yerleştirildi. Gelenlerin sayısı artınca, Silopi Belediyesi tarafından aynı bölgeye yeni çadırlar kurulmaya başlandı. Savaştan kaçan Êzidilerin geldiğini duyan halk da kendi imkanları ile battaniye, kilim, yorgan, mutfak eşyası ve giyecek eşyaları aralarında toplayıp Belediye ekiplerine teslim etti. Silopi Belediyesi de kendi bünyesinde bir komisyon oluşturarak, gelenlerin barınma, yemek ve sağlık konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Şu ana kadar Silopi'ye gelen Êzidilerin sayısının 500'ü geçtiği bildirildi.

No comments