Breaking News

Lice, Şengal ve Kürtler…

Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum… Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ne zaman süreç ile ilgili önemli bir açıklama yapsa, ya da yapacak olsa Lice’de askerlerin bir provokasyonu söz konusu oluyor.
2012’nin son günlerinde İmralı’da devlet heyeti Öcalan ile görüşmelere başlamış, görüşmeler kamuoyuna hala tam olarak yansımamışken, Amed’in Lice ilçesi kırsalında askeri operasyon haberi gelmiş aralarında HPG Askeri Konseyi Üyesi Numan Amed’in de olduğu 10 gerilla yaşamını yitirmişti. 
Tam da o süreçte Öcalan, devlet heyeti ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, daha sonraki görüşmelerde açıklamıştı. 
Sonra 9 Ocak 2013 Paris’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez katledildi. Sürece karşı açık bir provokasyon ve meydan okumaydı. Kürt Özgürlük Hareketi bu provokasyonlara rağmen sürecin demokratik çözüm zemininde gelişmesine öncelik verdi.
28 Haziran 2013’te yine Lice’de askerlerin sivillere saldırısı söz konusuydu. Medeni Yıldırım adlı genç Hezen Karakol inşaatını protesto ederken katledildi. O süreçte yine İmralı’da heyetlerle görüşmeler yapılıyordu. Türkiye’de ise Gezi direnişi yayılıyordu. Öcalan’ın önerdiği çözüm konferanslarının yapıldığı süreçti… 
Haziran 2014’te yine Lice gündemdeydi. Karakol inşaatlarını protesto eden halka ateş açıldı. Ramazan Baran ve Hacı Baki Akdemir askerler tarafından katledildi.
Ağustos 2014’teyiz. Öcalan, süreçle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Öcalan süreçle ilgili net mesajlar veriyor, devletin atması gereken adımları belirliyordu. Şengal ve Musul-Kerkük için ortak savunma birliklerinin kurulmasını, Rojava’nın ve bir bütün olarak Kürdistan’ın nasıl savunulması gerektiğine ilişkin mesajlar veriyordu. 
En önemlisi de ‘Barış şansı özel savaş yöntemlerine kurban edilmemeli’ diyen Abdullah Öcalan, sürecin belgeli olması gerektiğini vurguluyordu. 
Ama devlet güçleri ise medyası ve sağcı faşist siyasetçileri ile süreci provoke eden, psikolojik savaş haberlerine yer verdi.  Yani Ağustos 2014’te yine Lice gündemleştirildi. Sebep Mahsum Korkmaz’ın anıtıydı. Yine askerler zırhlı araçlarla ve makinalı tüfeklerle devredeydi. Halkı tarayan askerlerle Mehdin Taşkın’ı katletti.
Bu durum benim dikkatimi çekiyor. Çünkü Lice tarihsel ve toplumsal anlamı kadar coğrafik olarak da stratejik bir mekan. Bu mekanda yaşanan herhangi bir olay Kuzey Kürdistan dolayısı ile bütün Kürdistan’ı etkiliyor. Devlet bu süreçte ordusunu halkın üzerine niye sürüyor bu pek anlaşılır değil.
AKP devletinin, Kürt halkının kutsal değerlerine, mezarlıklarına IŞİD zihniyeti ile saldırması da gerçekten dikkat çekici… Eğer barış ve çözüm olacaksa ve Türkiye demokratikleşecekse, bu konudaki en büyük gücün gerilla olduğunu artık bütün dünya alem biliyor.
12 Eylül Faşist Darbesine karşı Mahsum Korkmaz’ın öncülüğündeki gerilla hareketinin en büyük darbe vurduğunu da… Bugün darbeyi mahkum ettiğini iddia eden AKP ve devletin darbeye karşı en büyük direnişi gösterenlere karşı saygısızca yaklaşması neyle açıklanabilir ki!.,.
Türk devletinin sığ, ırkçı ve özel savaş politikaları ile ikide bir tazelenen Kürt karşıtı histerinin canlandırılmasının Türkiye’ye ne gibi bir faydası olacak ki!..
Hele bugün Ortadoğu kaosu içinde Öcalan ve PKK öncülüğünde Kürtlerin gerçekliğini bütün dünyaya kabul ettirmişken, Türk ırkçılarının alınganlığından ne çıkabilir ki!..
Şengal’de yüz binlerce insanı katliamdan koruyan gerillaların kahramanlığını dünya alem takdir ediyor… Lice’de ise insanlık için tarihi adım atan bir gerillanın büstünü yıkmak için TC ordusu operasyon yapıp halkı katlediyor… 
AKP açısından açıklanması zor bir durum. Devlet ise sahte zaferlerle kendisini milliyetçiliklere teslim ediyor… Bu durumda ne olur biliyor musunuz! Türk devleti hızla Iraklılaşabilir ya da Suriye’nin içine girdiği duruma girebilir…  Y.Ögür Politika)

No comments