Breaking News

Kobanê direniş efsanesi


5 aylık direnişin hikayesi
MEHMET NURİ EKİNCİ
HABER MERKEZİ – YPG/YPJ savaşçılarının öncülüğünde 15 Eylül 2014’ten bu yana çağın en vahşi ve barbar örgütü DAIŞ’a karşı yürütülen Kobanê direnişi, 134. gününde zaferle sonuçlandı. Tüm dünya ve insanlığın başına bela olan çetelere karşı Kobanê’de YPG öncülüğünde geliştirilen tarihi direnişle çeteler kanton merkezinden sökülüp atıldı. YPG/YPJ öncülüğündeki direniş güçlerinin Kobani’de zaferlerini ilan etmesinden sonra dört parça Kürdistan ve dünyadaki Kürtler ve demokrasi yanlıları alanlara çıkarak halaylarla Kobanê zafereni kutladı.
YPG ise “Güçlerimiz zafer sözünü yerine getirmiştir” dediği Kobanê zaferi açıklamasında, “Bugün Rojava Kürdistanı’nın Kobani kenti tümden DAIŞ çetelerinden temizlenerek özgürleştirilmiştir. 134 gündür güçlerimiz DAIŞ terörüne karşı destansı bir direniş sergileyerek halkımızın ve insanlığın umut ve beklentilerini boşa çıkarmamıştır. Bu zafer Rojava devriminin, Demokratik Suriye’nin ve insanlığın zaferidir. DAIŞ çetelerinin karanlığı ve vahşetine karşı Özgürlük çizgisinin zaferidir” dedi.
Bölge ve hegemonik güçlerin tüm destekleri ve üstün silahlarla donatılarak 15 Eylül 2014’te Kobanê’ye üç koladan işgal girişimde bulunan DAIŞ çeteleri, 134.günün sonunda büyük bir yenilgiye uğratılarak Kobanê’den sökülüp atıldı. Bu süre zarfında YPG’nin etkili darbeleri karşısında büyük yenilgi alan çeteler, yok olmanın da başlangıcına girdi.
Kobanê’de beş aydır yürütülen çok şiddetli savaşta tarih yeniden yazılarak insanlığa büyük bir direniş mirası bırakıldı. Kobanê’de zaferini ilan eden YPG çetelere karşı Kobenê dişındaki köylerdeki operasyonlarına devam ediyor.
Kobanê’de YPG ve YPJ güçlerinin öncülüğünde bu destansı direnişle en modern teknolojik silahlara kaşı, Kobanê’de insan iradesinin zaferi ilan edildi. Kobanê direnişi 21. Yüzyıl insanlığı için de çok önemli dersler verdi. Bu gerçeklik temelinde dünyada miliyonlarca insanı 1 Kasım’da sokaklara döktü. Birkaç ay öncesine kadar sınırların böldüğü, adı sanı bilinmeyen Kobanê, çetelere karşı sergilediği destansı direnişle tüm dünyada yalın bir efsaneye dönüştü ve 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ilan edildi.
Direnişin sembolü haline gelen Kobanê tarihi sonuçlar ortaya çıkardı. Bu gelişmelerin başında yüzyıllardır gerçekleştirilemeyen Kürt birliğini güçlenmesi oldu. Yine Türk, Arap ve dünya halklarının enternasyonal birliğini ve halkların kardeşliğini pekiştirdi. Kürtlerin dünyada siyasi ve diplomatik alanda tanınmasını sağladı. YPJ de kendisini ifade eden Kürt kadın iradesinin yüceliğini dünya insanlığına kabul ettirdi.
Ve artık 134 günlük direnişin sonunda özgürlüğüne kavuşan Kobanê tarih oldu. Kobanê öncesi ile Kobanê sonrası tarih olarak tanımlanmaya başlandı. 134 günlük direniş süreci boyunca ve özgürleştikten sonra yeni doğan çocukların, inşa edilen okul, parklar ve mahallelerin adı oldu KOBANÊ…
 Kobanê’de nereden nereye?

Kobanê’de zaferinden sonra YPG yayınladığı mesajında, “YPG/YPJ güçleri olarak halkımıza ve bölge halklarına başarı sözü vermiştik. Bugün Kobani’yi özgürleştirerek halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirdik. Bu zaferi Rojava, Suriye ve tüm Kürdistan halklarına kutluyor, bu tarihi direnişte destek veren, bizimle birlikte savaşan herkese teşekkür ediyoruz. En başta bu direnişi büyük sahiplenen halkımıza, özelde de Bakurê Kurdistan halkımıza, yine hava saldırılarıyla güçlerimize aktif desteğini sunan Uluslararası Koailsyon güçlerine, YPG’yle omuz omuza çarpışan Burkan El Fırat ve diğer Özgür Suriye Ordusu bileşenlerine, yine bir grup olarak güçlerimize yardımcı olan pêşmerge kardeşlerimize çok teşekkür ediyoruz” denildi.
134 gündür en modern silahlarla donatılan  DAIŞ çeteleri ve arkasındaki güçlere karşı inanç irade çağın en kahramanca direnişini sergileyen YPG, YPJ öncülüğündeki mücadele zaferle sonuçlandı.  DAIŞ çetelerinin saldırıları sonucu neredeyse yıkılmadık yeri kalmayan Kobanê de YPG, YPJ ve direniş güçleri adım adım, sokak sokak ve çetelerden temizledi. Kürdistan, bölge ve dünya bu destansı direnişi gün gün nefesini tutarak izledi. Kobanê direnişinin Kürtler bölge ve insanlık için büyük değerler ortaya çıkardı. Kobanê’de neler oldu, nereden nereye gelindi sorusunun cevabını bulmak için ilk günlerden bugüne Kobanê deki gelişmelere bakalım.
Neden Kobanê saldırıların hedefi oluyor?

Arap Baharı olarak adlandırılan halk ayaklanmalarının Suriye’ye sıçramasıyla birlikte Rojava Kürtleri, devrimin ilk kıvılcımını 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de çaktı. Kentin kontrolünün tümden kürtlerin eline geçmesinden sonra Rojava devrimi dalga dalga Efrîn ve Cizîrê bölgesine yayıldı. Bu üç bölgede demokratik özerklik sistemi ilan edildi ve öz savunma gücüyle Suriye’nin en güvenli bölgenin ise direniş merkezi haline geldi.
Demokratik Özerk Sistemin temel ayağı olan komünlerin ilki de yine Kobanê’de, Hêlince köyünde oluşturuldu. Kominler buradan Rojava’nın diğer bölgelerine dağıldı. Ocak ayında Rojava’da Demokratik Özerklik Yönetimi ilan edildi.
Bölgedeki siyasal toplumsal krizden medet uman ve çeşitli planlar hazırlayan güçlerin, Rojava devrimiyle hesapları boşa çıkıyordu. Rojava’da Demokratik özerklik sistemi giderek yaşam bulurken, bunu çıkarlarına tehdit olarak gören uluslararası, bölgesel ve yerel güçlerin saldırı planları da gecikmedi. Silahlı sapkın çete grupları yoluyla çok yönlü saldırı girişimleri devreye sokuldu.
2012 yılında Halep ve Êfrîn’de kürtlere yönelik başlayan saldırılar Cizîrê bölgesinde şiddetlenerek devam etti. Ancak tarihi bir direnişle saldırılara karşılık veren Kürt halkı ve YPG güçleri, çetelerin tüm saldırılarını bertaraf etti.
Rojava’nın kazanımlarını ve devrimi etkisizleştirmek için ne yapıldıysa devrimin gücü karşısında çaresiz kalınmıştı.
Sapkın çete güruhu ve kurucusu olan fikir babaları bu kez saldırı ve planlarında bir takım değişikliklere gittiler. Nitekim uluslar arası ve bölgesel güçlerin de katıldığı gizli toplantılar yapıldı. Her toplantının ardından Rojava’ya yeni saldırıların gerçekleşmesi tesadüf değildi.
Saldırıların ilk yoğunlaştığı yer Kobanê oldu. Çünkü coğrafi olarak Kobanê bölgesi, Efrîn ve Cizîrê bölgelerinden kopuktu. Efrîn tarafından Cerablus ve Minbic, güney ve doğu hattında Reqqa ve Til Ebyad DAIŞ çetelerinin kontrolündeydi. Bakur sınırında ise Türk askerlerinin ablukası altında dört koldan kuşatma sağlanmış oluyordu.
 Kobanê’ye ilk saldırı nasıl başladı

Kürtlerin çıkarlarını çeteler yolu ile tasfiye etmek isteyen güçlerin Kobanê Kantonu’na ilk saldırıları 18 Temmuz 2013’te başladı. Türk devleti 4 araçlık askeri malzemeyi Til Ebyad sınır kapısından DAIŞ çetelerine gönderdi. Bir gün sonra da Kobanê’nin doğusuna dönük çetelerin saldırıları başladı. Saldırılar 8 Mart 2014’e kadar devam etti.
En şiddetli çatışmalar 8 Mart 2014’te yaşandı. Saldırılardan önce Bakurê Kurdistan’ın Antep kentinde çete üyelerinin de katıldığı gizli bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantının ardından Lazkiyê ve Îdlib’te bulunan DAIŞ çeteleri geri çekildi. Baas rejminin kontrolünde bulunan bu bölgelerden çetelerin Kobanê’nin güney ve doğusuna geçirilmesi dikkatlerden kaçmadı. Türkler ile çelişkili gibi görünün Baas rejimi Kürtlerin kazanımlarına dönük tasfiyede ortaklaşıyordu. Bu amaçla Türklerin silah yardımına Suriye rejimi de çetelerin rahat geçişi fili bir şekilde göz yumuyordu. Türkiye sınırını rahatlıkla kullanan çeteler, ağır silahlarını ve cephanelerini de Suriye tarafından bölgeye kolaylıkla taşıyordu.
Şah Süleyman Türbesi çetelerin askeri üssüne dönüşüyor

Kobanê’nin batı ve güney bölgesine yönelen çeteler, Sirrîn kasabası ve Qereqozaq köyü etrafında saldırılarını şiddetlendirdi. Bu bölgelerin seçilmesi önemliydi. Çünkü iki bölge de Fırat suyu üzerinde ve stratejik bir yer olmakla beraber, Kobanê, Efrîn ve Haleb’in birbiriyle bağlantısını kesiyordu.
Türkiye sınırının 35 kilometre güneyinde bulunan Süleyman Şah Türbesi, Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın mezarı Qereqozok köprüsü üzerinde bulunuyor ve halen Türkiye toprağı sayılıyordu.
DAIŞ çeteleri 13 Mart’ta Fırat suyu üzerinde bulunan Qereqozaq köprüsünü ve köyü ele geçirdi. Süleyman Şah Türbesine de giren çeteler, Türkiye’yle birlikte hareket etmeye başladı. Türkiye de bu gerçeği gizlemek için basında yoğun bir psikolojik harekat başlattı. Türk basınında yayınlanan haberlerde Genelkurmay Başkanı “Vurun” emrini vermiş ve sözde askeri güçlerini karadan ve havadan harekete geçirmişti. Ancak gerçek, Süleymanşah türbesinin kobanê’ye dönük saldırıların merkez üssü haline geldiğiydi.
Bu gelişmelerden sonra çetelerin saldırısı Kobanê’nin doğu, batı ve güneyinde şiddetlenerek sürdü. Çetelerin saldırısına, YPG güçleri tarihi bir direnişle karşılık verdi ve çetelerin gücü büyük oranda kırıldı.
 Amman, Musul toplantısı ve yine Kobanê’ye saldırı

DAIŞ çeteleri yenildiler ama bölgeye ilişkin planlarından vaz geçmediler. Özgür Gündem gazetesinin yayınladığı habere göre, 1 Haziran 2014’te Amman’ın başkenti Ürdün’de ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Türkiye ve KDP temsilcilerinin dahil olduğu toplantı gerçekleşmiş, toplantıda DAIŞ çetelerinin Musul kentine saldırması planlanmıştı. Nitekim DAIŞ çeteleri 7 gün sonra Musul’a saldırmıştı.
Çeteler Suriye sınırına yakın bazı kasabalar ve Musul’da ordudan ele geçirdiği ağır silah ve tankları, Raqqa’ya geçirmişti. Bu gelişmeler ardından çetelerin Kobanê üzerinde saldırıları arttı.
 Temmuz ayında 3 cepheden saldırı
Kobanê’nin batı yakasına 2 Temmuz’da çeteler tarafından saldırı Zormaxar köyünde başladı. Zormaxar köyü Cerablus’a hakim yüksek bir yer.
Çeteler saldırmaya deva etti. 6 Temmuz’da Kun Eftar köyüne saldırı gerçekleşti. Bu köy Kobanê’nin güneyine yer almaktadır. 7 Temmuz’da bomba yüklü araçla Ebu Sira köyünde YPG noktasına saldırı düzenledi. Ebu Sira köyü 70 km. Kobanê’nin güneydoğu yakasına düşmektedir. Aynı gün DAIŞ çeteleri Evdiko köyüne saldırılarını sürdürdü. Evdiko köyü, 60 km. Kobanê’nin uzağına, doğusuna düşmektedir. Devam eden çatışmalarda çetelere Til Ebyad ve Raqqa üzerinden destek güç ve cephane ulaştırıldı. Çatışmalar Til Ebyad’a bağlı Qiz Elî, Birkêtik, Girê Sor ve Kendal yoğunlaştı.
Temmuz ayı içerisinde yaşanan çatışmalarda toplam 685 çete üyesi öldürüldü. Çetelere ait 6 tank, içlerinde doçka yüklü 17araba, 2 motorsiklet ve 11 karargah YPG güçlerince imha edildi. 2 tank ve 5 araç darbelendi.
Çetelerin saldırıları Şengal, Cezaa ve Rabia

3 Ağustos’ta çeteler Güney Kurdistan bölgesinde bulunan Şengal’e işgal gücü olarak girmek istedi. Hedefte Şengal’i ele geçirmek ve oradan uzunca bir araziyi denetimine almaktı. Böylece çeteler ve ortakları Rojava’yı işgal etme stratejisinde önemli bir avantaj elde edecekti. Anlaşmalar pazarlıklarda anlaşılan bu yönlüydü. Zira Peşmergeler Şengal’de tek mermi bile atmadan kenti arkalarına bile bakmadan terk edip savunmasız bırakıyorlardı. Ezidi halkı 74. Fermanla yüz yüze bırakılmıştı. Buda DAIŞ saldırılarına kapı araladı. Şengal’de Ezidi Kürtleri ve Şii Türkmenler vahşice katledildi.
YPG ve HPG güçlerinin bölgeye gidişiyle planları suya düştü. On binlerce savunmasız Şengal dağına sığınan Şengal’linin savunmasını HPG ve YPG savaşçıları üstlendi. Şengal dağına sığınan halkı HPG ve YPG güçleri ortak çalışarak güvenlik Koridoridoroundan güvenli bölgelere taşıdı. Rojava’da Şengal halkı için Newroz kampı Cizîrê kanton yönetimi tarafıından oluşturuldu.
Çetelerin Planları suya düşünce saldırılarını daha da arttırmak istediler. Güvenlik koridoruna çeteler saldırıda bulundu. Güney Kurdistan’ın Rabia kasabası ve Cizîre Kantonuna bağlı Cezaa kasabasına işgal girişimlerinde bulunmak istedi. YPG saldırılara karşılık verilmesi üzerine şiddetli çatışmalar yaşandı ve çetelere ağır darbe vurularak, saldırıları püskürtüldü. Bu çatışmalarda yüzlerce çete üyesi öldürülerek Rabia kasabası tamamıyla çetelerden kurtarıldı.
Çeteler değil, ama Kobanê halkı bayram namazında camiideydi

Şengal, Rabia ve Cezaa saldırıları kırıldıktan sonra çeteler Musul ve Rakka gibi yerlerden elde ettiği ağır silahlarla birlikte tüm gücünü toplayarak ki -içlerinde çocuklarda vardı-, 15 Eylül akşamı Kobanê Kantonu’na saldırdı. Onlarca tank, havan ve ağır silah ve binlerce askeri güç ile çeteler Kobanê’ye üç cepheden saldırı gerçekleştirmişti. Çetelerin hedefinde Kobanê’yi kısa bir sürece de işgal etmek ve bayram namazını da Kobanê de kılacaklarını duyurmuştu. YPG’nin direnişi çetelerin kirli emellerini gerçekleştirmesine izin vermedi ve Kobanê sakinleri bayram namazını saldırılar altında YPG’ye gönülden güvenerek kıldılar.
Çetelerin hedefinde tüm dinler ve ırklar var
DAIŞ Çeteleri Musul, Telafer ve Şengal’de olduğu gibi Kobanê’ye işgal amacıyla başlattığı saldırıların ilk gününden itibaren yaşlı kadın çocuk demeden vahşi bir şekilde insanları katletti. Çete saldırılarından kaçma fırsatını bulunmayan köylerde yüzlerce insan ki, içlerinde kadın ve çocuklarda vardır-  DAIŞ çetelerinin saldırılarına maruz kaldı. Bir çoğunu kaçırdı ve halen bir çok kişinin akıbeti belirlenmiş değildir.
DAIŞ çeteleri yıllarca aynı topraklar üzerinde yaşayan halklar ve dinler arasına düşmanlık tohumlarını ekti, bir çok kültür ve halka saldırı gerçekleştirdi.
Katliamlara karşı tedbir alınıyor
YPG gücleri ve Kobanê Konton yönetimi Şengal ve Telafer benzeri bir katliamın önüne geçmek için önceden tedbirler alarak köyleri boşaltma kararını aldı. Güvenlik nedeniyle boşaltılan yüzlerce köyün sakini Kobanê merkezine getirildi. Şiddetlenen ve giderek gelişen çete saldırıları Kobanê Kanton merkezinde de yoğunlaşınca on binlerce insan Bakur’ê Kurdistan’a sevk edildi. Kobanê direnişinde yer almak isteyen binlerce insan ki,-içlerinde kadın yaşlı ve çocuklarda var- Kobanê merkezinde YPG, YPJ ve direniş güçleri yanında kaldı.
 Türk devleti çetelere açık yardım yapıyor

Kobanê’ni batısında çete saldırıları Türkiye sınırından başlayarak, güneyde Rakka sınırına, doğuda Til Ebyad sınırına kadar geniş bir alanda yürütülüyordu. Türkiye sınırından çetelerin rahatlıkla geçtiği canlı TV görüntüleri ile belgelendi. Yine çetelerin yaralılarını Türkiye’deki özel hastanelere götürüp tedavi ettiği tanıklar ve belgelerle kanıtlanmıştı. Çetelere yapılan yardımlara yönelik PYD Eş Başkanı Salih Müslim Türkiye devletin içinde bazı kurumların DAIŞ’e yardım ettiğini belirtmişti. Bu iddiaya bir çete üyesinin Mit takası başlığı ile verdiği ropörtaj ile doğrulanmıştı.
Bu yardımların ve açık desteğin bir devamı olarak 20 Eylül’de Türk askerleri 5 Askeri komyonluk silah ve cephaneyi Kobanê’nin doğusunda Qeremûx ve ÊynBet köylerinde çetelere teslim etti. Bu da birçok basın kuruluşu tarafından kanıtlandı. Lübnan televizyon kanalı El-Cedîd konuya ilişkin bir raporun ellerine geçtiğini açıkladı. Belgede Suudi emiri Bender Bin Sultan’ın 2 kamyon silah ve cephaneyi Amed’e gönderdiği cephanelerin oradanda çetelere teslim edildiği bilgileri yer edinmekteydi.
 Çete saldırılarına tarihi bir direnişle cevap veriliyor
Türklerin açık başka güçlerinde gizli desteklediği DAIŞ çetelerinin saldırılarına Kobanê de YPG, YPJ ve Kobanê halkı büyük bir inanç, irade ile karşılık vererek tarihi bir direnişinle cevap verdi. Bu direniş Kobanê sınırlarını aşarak dünya ilerci insanlığın mutu kaynağı ve özgürlük sembolü haline geldi. Bir çoklarının anlayamadığı bu tarihi direniş köklerini bu toprakların özgürlük anlayışının güncelde demokratik değerleriyle pekiştiren değerlenden alıyordu. Özgürlükleri için savaşan YPG güçlerinin inanç ve irade ile yürüttüğü savaşı çetelerin tüm silahlarını işlevsizleştirdiği gibi hayallerini de yerle bir etti.
Çetelere kardeşim diye hitap eden Türk devletinin başbakanı Edoğan’ın ‘Kobanê düştü, düşecek’ seviç naraları kursağında bir yumruk gibi kaldı. Kürt halkı direnişi ile YPG ise savaşı ile Kobanê’nin asla düşmeyeceğini ve zaferin mutlaka Kobanê direnişçilerinin olacağını herkese göstermiş oldu. YPG Genel Komutanı ise Erdoğan’ın bu ‘beklentilerine’ yaptığı yazılı açıklamada, “Bazı güçlerin hayalleri asla gerçekleşmeyecek. Kobanê hiçbir zaman kaybetmeyecek ve düşmesi de mümkün değil. Bu yüz yıldaki direniş kobanede gerçekleşecek. Burası DAIŞ’e mezar olacak. DAIŞ’ın bitirillmesi buradan başlayacak. Her sokak her ev onlara mezar olacak. Direniş Kobanênin etrefında büyüyor ve DAIŞ’ı bitirecek” dedi.
YPG savunmadan Saldırıya geçiyor

Üç koldan Kobanê’ye 15 Eylül de saldırı gerçekleştiğinde bir çokları Kobanê için kısa bir ömür biçmişti. Zira Suriye ve Irak ordularının önünde duramadığı çeteler elde ettikleri modern silahlarla tam bir canavara dönüşmüştü. Onlarda bu güçlerine güvenerek ‘Kobanê’de bayram namazlarını kılacaklarına kendilerini inandırmışlardı. Halkı ilk etapta saldırı zemininden çıkaran YPG savaşın özellikle Kobanê merkezine girmesi ile birlikte giderek çete saldırılarını durdurdu ve karşı hamleler gerçekleştirdi. Savaşın ilk iki ayında inisiyatifi eline alan YPG savaşın da seyrini değiştirecek büyük askeri darbeler vurdu.
YPG bir orduya yetecek kadar çetelerden silah ele geçirdi

Çetelerin 15 Eylül’de başlattığı saldırıların ilk 2 ayında 2433 DAIŞ çetesi öldürüldü. Savayın ilk iki aylık bilançosunda, YPG çetelere ait 11 tank imha etti, bir tangı da darbeledi. Yine 76 Araba ki, bunlardan 10’u doçka, biri Cephane ve 13 bomba yüklü araba imha edildi. 3’te bomba yüklü Kamyon imha edilenler arasındaydı. Ayrıca 8 Doçka, 3 Havan Bataryası, 2 Hamır tipi araç ve 16 Motorsiklet, bunlardan 4 Mayın yüklü Motorsiklet imha edildi.
İki aylık yaşanan çatışmalarda YPG çetelerden toplam 102 Kaloşnikof, 18 BKC, 22 RBK (bisvink), 3 M16, 12 Dürbün, bir Karnas, bir havan, 21 şahsi silah, 3 tabanca, 18 Rext, 66 el bombası, bir Bruno, bir AKC, bir Patlayıcı yelek , bir telsiz, birçok cephane ve askeri malzeme ele geçirildi.
Kobanê de Arin Mirkan fedai çizgi gelişti

Savaşın ilk iki ayında çetelere karşı geliştirilen direnişte 221 YPG/YPJ savaşçısı yaşamını yitirdi. Bunlardan 5 YPG savaşçısı Eylül’ün son haftasında güney cephesinde fedai eylem gerçekleştirerek yaşamını yitirdi. Ekim’in 5’inde bir birliğin komutanı olan YPJ savaşçısı Arin Mîrkan Miştenur Tepesinde fedai eylem gerçekleştirerek yaşamını yitirdi. 13 Burkan el-Fırat savaşçısı yaşamını yitirdi.
12 kasım günü YPG güçlerinin gerçekleştirdikleri eylem sonucunda, stratejik önemi bulunan Helincê köyü ve raqqa-ile Til Ebyad’a giden yol YPG savaşçılarının denetimine girdi. Bu yol çetelerin güç takviyesi yaparak Kobanê’de saldırılarını artırmalarını sağlıyordu.
Çeteler camileri de bombalıyor, yıkıyor
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşim değdiği  DAIŞ çeteleri girdikleri her yerde insanlık namına ne varsa saldırmaya Kobanê de de devam etti. İslami maske altında tüm insanlığa saldırı yapan çeteler askeri karargaha dönüştürdükleri Hacı Camiden YPG güçleri tarafından sökülürken camiyi bombalarla havaya uçurmaktan geri kalmadı.
YPG güçlerinden ağır darbe yiyen çetelerin sivillere, halkların değer yargılarına ve dini inançlarından bu şekilde intikam alıyordu.
Yarın: Öcalan’ın mesaji yeni dönemin mücadele rengini belirliyor

No comments